menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

"Dandik İttifak…"

24 0
26.02.2025

ABD önderliğindeki Batı Bloku ile Sovyetler Birliği önderliğindeki Doğu Bloku arasında, 1947 sonrası oluşan iki kutuplu döneme soğuk savaş adı verilmişti.

Sovyetlerin 1991’de dağılmasıyla iki kutuplu yapı, ABD’nin tek kutbuna dönüştü…

Bunun Washington açısından önemli bir diğer tarafı da ABD’nin 5. Başkanı James Monroe tarafından 1823’te çizilen yol haritasına uygun olmasıydı.

“Monroe Doktrini” adını alan, eski ile yenidünyanın farklı sistemlerinin bulunduğuna işaret eden 4 maddelik yol haritasının ana aksı ABD’nin Avrupa’nın iç işlerine karışmama üzerine kuruluydu.

En önemli maddesi de en sondaydı; buna göre “bir Avrupa gücünün Batı Yarımküre’de oluşumu ve bir başka ulusu kontrol etme girişimi ABD’ye karşı düşmanca eylem olarak” kabul görecekti.

Bu ilkeler Birinci Dünya Savaşı ile altüst oldu; ABD Avrupa’nın bırakın iç işlerine karışmasını, diplomasi ve güvenlik alanlarındaki politikalarının belirlenmesindeki en önemli faktör haline geldi.

Avrupa Birliği, kendi güvenlik gücünü oluşturma konusunda adım atmaya başladığında da ABD anında tüm unsurları ile devreye girip olmaması için elinden gelen gayreti gösterdi.

AB ORDUSUNU YIKMAK İÇİN…

Çatışmalarda üçüncü yılına girilen Ukrayna Rusya savaşı da bunun sonucunda inşa edildi…

Çünkü Avrupa’nın NATO dışı kendi güvenlik teşkilatını kurmasının getireceği yük belliydi; o nedenle bundan caydırılması lazımdı…

Her zamanki gibi Rusya korkusuna başvuruldu.

ABD, Rusya’nın Gürcistan’a ve Kırım’a müdahalelerinde etkili bir karşı duruş sergilemek yerine izler pozisyonda kaldı.

Rusya’nın Kırım işgalinin ardından Ukrayna’nın yanında durup pozisyon almak yerine, Moskova’nın ilerlemesini bekledi...

Sonuçta Rusya’nın bir gün kendisini de işgal edebileceğinden korkan Avrupa hızla NATO’ya döndü...

Düne kadar bütçe ayırmayan ülkeler, milli gelirlerinden önemli pay ayırmak için harekete geçmekle kalmadı, Ukrayna’ya silah yardımında bulunurken, savunma için gidecek askerleri belirlemek için de kolları sıvadı.

ABD yarattığı “güvenliksizleştirme politikası” ile öcü gösterdiği Rusya ile AB’yi kendi yörüngesine tekrar çekerken, arzu ettiğini de yaptırmış oldu…

Şimdi de döndü Rusya ile iş tutuyor…

SÜVEYŞ KRİZİNDE BİRLİK OLDULAR

O denli ki BM Güvenlik Konseyi’nde önceki gün Ukrayna konusunda yapılan oylamada Moskova’nın yanında oy kullanırken, Avrupa ile ters düşmekten de kaygı duymuyor.

Aslında ABD’nin Rusya ile kol kola girdiği bu tür davranışlarını yadırgamamak lazım.

Çok benzer süreç 1956’da Süveyş Kanalı Krizi sırasında da yaşandı...

Mısır Başkanı........

© Habertürk