Mevzu çocuklar olunca
Çirkin, acımasız, sevimsiz, korkunç bir çağdan geçerken, her gün tuhaf olaylar yaşıyor, duyuyor, görüyoruz. Yüreklerimiz paramparça. Ama mevzu çocuklar olunca daha da işin içinden çıkamıyor, üstüne üstlük kalbimizin en uç köşesinden yaralanıyoruz.
Ve her defasında da "Nasıl olur, nasıl olabilir?" diye diye derin bir girdabın içine doğru sürükleniyoruz.
Anne değilim, çocuğum yok; ancak çocukların yaşadığı olayları, travmaları düşündükçe delirecek gibi oluyorum. Anne ve baba kavgasının içinde kalan, hatta çocuklarını sırf çıkarları uğruna kullanan kadın ve adamı düşündükçe çıldıracak gibi olurken, Narinlerin, Ahmet Mattia Minguzzi'lerin başına gelenler yüzünden nefes alamıyorum.
Narin olayı çözülmemişken, aklımız, kafamız bu mevzuyu almamışken şimdi de, Ahmet Mattia Minguzzi mevzusundan çıkamıyorum hatta çıkamıyoruz. 14 yaşında hayatının baharında, pırıl pırıl bir çocuk yitip gitti. Hem de bir çocuk yüzünden. Neden sokağa atılmış, ilgilenilmemiş bir anne ve babanın küçük bir çocuğu yüzünden.
Sokaklarda o kadar çok çocuk var ki, böyle.
Ahmet Mattia Minguzzi olayını günlerdir izliyorum, bakıyorum, yeri geliyor........
© Habertürk
