menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ümmetin Şımarık Çocukları, Markaların Gölgesine Saklanan Sonradan Görmeler

10 0
26.09.2025

Ümmetin Şımarık Çocukları, Markaların Gölgesine Saklanan Sonradan Görmeler


Sevgili dostlar,
Allah, kullarını kimi zaman zenginlikle, kimi zaman fakirlikle imtihan eder. Ne var ki ümmetin büyük çoğunluğu yoksullukla sınanırken, varlıklı kesimin sergilediği sonradan görmelik ve gösteriş, bu tabloyu daha da ağır ve acı verici bir hâle getiriyor.
Düşünüp taşındığımızda, ümmetin zenginlerinin fakirlere olan hakkını ödemesi neredeyse imkânsız görünüyor. Oysa ki Hz. Ömer’in, “Dicle kıyısında bir kurt bir koyunu kapsa, Allah bunun hesabını benden sorar” anlayışıyla titreyen Müslümanlar, bugün bambaşka bir noktaya savrulmuş durumda. Kadınların namusu ayaklar altında çiğneniyor, bebekler açlıktan kıvranarak ya da bombaların gölgesinde can veriyor; biz ise kuş sütü eksik olmayan sofralarda tıkınarak günümüzü gün ediyoruz. Belki yediğimizin hesabını garsona uzattığımız plastik para ile ödeyebiliyoruz. O büyük günde, bu lüksün, bu kayıtsızlığın hesabını Allah’a hangi yüzle, hangi yöntemle vereceğiz?
Yıllardır Türkiye’den gelen misafirlerimizle ilgilenme fırsatım oluyor. Babası ya da dedesi fakir, ama konjonktür gereği zenginleşmiş pek çok kişi görüyorum. Binlerce dolara ayakkabı ya da kadın çantası satan markaların dükkânlarına koşarak gittiklerini, kapitalizmin markalarına para ödeme yarışına girdiklerini gözlemliyorum. Fiyatlar Türkiye’den biraz daha ucuz diye “telefoooon!”, “ayfooooonnnn” diye çığlık atan nice arkadaşımıza şahit oluyorum. “Ben dindarım, muhafazakârım, devletim, milletim için varım, ümmete kurban olurum” derken, kapitalizmin Kâbe’sine gelip bize iteledikleri materyallerin etrafında fır fır dönen insanlar görüyorum.


Geçenlerde bir arkadaşımız o kadar alışveriş mağazası dolaşmış ki, Türkiye’ye döndüğünde topuk dikeni olmuş. Bunu da esprili bir şekilde anlatıyordu. Acınacak hâlimize gülerken yüreğim kanadı.
Eskiden Müslüman toplumların gücü kanaatinde, paylaşımında, ahlâkında aranırdı. Bugünse vitrinlerde, logolarda, sosyal medyanın parlak ekranlarında aranıyor. Dünyanın farklı yerlerinde insanlar bombalar altında sabahlarken, çocuklar açlıktan ölürken; kocaman develeri kocaman tabaklarda mıncıklayarak yiyen Müslüman müsveddelerini görmek, ümmetin midesini bulandırmaya........

© Habername