menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İSLAM DÜŞÜNCESİNDE MUTLULUK VE ERDEM İLİŞKİSİ

7 29
10.10.2025

İslam düşüncesinde mutluluk (saadet) ve erdem (fazilet) kavramları birbirini tamamlayan iki temel değerdir.
Bu makalede klasik İslam filozoflarının görüşleriyle birlikte Said Nursî’nin tefekkür merkezli saadet anlayışı ele alınmaktadır.
Sonuç olarak, Bediüzzaman’a göre gerçek mutluluk, iman, marifet ve güzel ahlakın birleştiği noktada, yani Allah’ın rızasına uygun yaşamakta ortaya çıkar.


İnsanın gayesi üzerine yapılan tartışmalar, düşünce tarihinin en kadim meselelerindendir.
Modern çağ, mutluluğu çoğu zaman haz ve tatmin ekseninde değerlendirmiştir.
İslam ise mutluluğu ruhun arınması ve ahlakın kemali ile ilişkilendirir.
Bu nedenle İslam düşüncesinde mutluluk, erdemli bir hayatın sonucu,
erdem ise insanın varlık gayesidir.

1. Klasik Felsefede Mutluluk Anlayışı

Aristoteles, insanın en yüce amacını “eudaimonia” (mutluluk) olarak belirler.
Ona göre mutluluk, erdemli davranışla ve aklın doğru kullanımıyla elde edilir.
Bu yaklaşım, insanın iyi yaşaması için ahlakî bir temel öngörür.
Ancak modern dönemde bu anlayış, seküler haz felsefelerine dönüşmüş;
mutluluk, manevî temellerinden koparılmıştır.

2. İslam Düşüncesinde Erdem ve Mutluluk

Kur’an, mutluluğu “kalbin huzuru” ve “Allah’la bağ kurmak” olarak tanımlar:

“Bilesiniz ki kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d 13/28)

Hz. Peygamber (s.a.v.) ise:

“Ben güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”
(Muvatta, Hüsnü’l-Huluk, 8)
buyurarak, erdemin İslam ahlakının merkezinde olduğunu........

© Habername