menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Devlet Bahçeli’nin Devlet Adamlığı Tescillenmiştir

11 3
13.05.2025

Türkiye Devleti bünyesinde ve çevresinde olanlar ile tarihi günlerden geçiyor. Şahidi olduğumuz asır öyle gelişmelere ve savrulmalara gebe ki yarını kestirmek ise çetin bir iş. “Suriye, İsrail, Ukrayna; Rusya, Pakistan, Hindistan” diyeyim ve gerisini siz anlayın. Gündüz gece Türk düşmanlığı ile yatan Yunan’ı saymaya ise gerek yok. Sıkıntılar çok: ekonomik şartlar malum. Türk vatandaşı için maişet, barınma, gıda; başlı başına sorun ki elan mustariptir. İşte bu hallerdeyiz… Evet, meselelerimiz çetin olsa da mücadele ve istikbali olduğunca doğru okumak her n’olursa olsun gerekli. Türk istiklalinin hayrı içindir bu gerek. Yetişen nesiller, istikbal, yarınlar adınadır bu gereklilik. Dolayısıyla vatan uğruna feraset ve bilgece eyleyişten gayrı omuzlarımızda daha büyük bir vebal, sorumluluk da yok, kıymetli okur.

Akıl gözü meğerki böyle bir coğrafya ve beşerî geçmişi barındıran bir yurtta yaşandığının farkındaysa olgular karşısında şaşmamalıdır. İşte, Başbuğ Mustafa Kemal şaşıp kalmadığı için son vatanı bizlere armağan etmedi mi? Bugün, onun yaptıklarının ne kadar kıymetli olduğunu, vatan evlatları her dem daha iyi anlamaktadır. Eğer Başbuğ Mustafa Kemal, İttihat ve Terakki’nin yaptıklarını, o maceracılığı ve fütursuzluğu yinelemeye kalksa yahut İstanbul’da teslimiyete dûçar Vahdettin’in sakil yolunu sürse ne İstanbul ne İzmir ve Hatay elimizde olurdu. Ne bugünkü Türkiye’den söz ederdik. Kayseri, Yozgat, Çankırı, Konya ve Tokat’a sıkışmış, harp mağlubu sayılmakla mütevellit bir çemberde Türklük boğulup, atılırdı… Bugünkü vatan sınırlarına kavuşmak için belki kaç on yıl ateş yutar, kan dökerdik; bilinmez...

Yığınla acı ve bedelin ödendiği Türk yurdunda devlet adamlığı, bir tarih ve feraset işidir. O devlet adamı, maziyi ve acıları unutmaz; fakat soğukkanlılığı terk edip, hissiyata da kapanamaz. Magazin siyaseti ile düşünen, oy avcılığıyla semirmek isteyen kişi oğlu siyasetçi olur; olur ama devlet adamı olamaz. Şartlara ve vasata göre her söylediğini tuzluk, her söyleneni de salata belleyip debelenenden devlet adamlığı vahiy olmuyor. Oy verdiğin partinin genel başkanı için rey de ölçü değildir. Haddizatında toplumlar, çoğunlukla büyük isimlerin farkına sonradan vakıf olmuştur. Yazık ki nazarı ve muhakemesi büyük olmayanların, bir devlette söz hakkı varsa, bu olduysa ahalinin sorunları nasırlaşmış, sinirler tahrip edilmiştir.

İmdi kayda geçeyim: Sn. Devlet Bahçeli, çok büyük bir lider ve (Devlet) adam! Üst paragrafta yazdığım esasta onu, gayrı MHP liderliğinden de öte noktada görmek icap eder. Türkiye gerçeğinde Devlet Beğ, 15 Temmuz........

© Habererk