Almanya ve Demokrasi Mücadelesi
Holokost’ta altı milyon Yahudi’nin hayatını kaybetmiş̧ olmasına rağmen, günümüz İsrail’inin Almanya’da giderek büyüyen aşırı sağcı AfD (Almanya için Alternatif) partisi karşısında sessiz kalması dikkat çekici.
Bu durumun ardında neyin yattığını sorgulamak gerekiyor.
Ben, Rusya’nın AfD gibi aşırı sağ partilerin yükselişinde doğrudan veya dolaylı bir etkisi olduğuna inanıyorum. Ancak yalnızca AfD değil, BSW (Sahra Wagenknecht İttifakı) gibi partiler de Moskova’nın desteğini alıyor gibi görünüyor. Daha da dikkat çekici olan ise, Almanya’da son dönemde Yahudilere ve Müslümanlara yönelik saldırıların artması.
Bu tür terör eylemleri, Almanya’nın toplumsal düzenini sarsmaya yönelik girişimlerdir. Dahası, bu saldırıların çoğu aynı yöntemle gerçekleştirilmekte ve failler genellikle Almanya’ya yeni gelmiş göçmenlerden oluşmaktadır.
Ancak daha da şaşırtıcı olan, bazı saldırganların çoktan entegre olmuş, işi gücü ve ailesi olan kişiler olmasıdır.
Bu sırada Rusya, yayılmacı politikasına askeri yollarla devam ediyor. Kırım’dan Gürcistan’a, Suriye’den Ukrayna’ya kadar geniş bir cephede askeri operasyonlar yürütürken, şimdi de Finlandiya’ya tehditler savuruyor.
Bununla yetinmeyip Avrupa’nın enerji altyapısına saldırıyor ve doğalgaz tedarikini kesme tehdidinde bulunuyor.
Avrupa’nın, özellikle de Almanya’nın bugün sorması gereken en önemli soru şudur: “Sıradaki hedef hangi ülke olacak?”
Diğer tarafta sol partiler, savaştan dolayı Ukrayna’yı suçluyor ve Zelenskiy’nin savaşın sorumlusu olduğunu öne sürüyor. Ancak bu argümanlar son derece zayıf.
Ukrayna........
© Habererk
