Siyasetin gölgesinde çürüyen devlet
LİYAKATİN YOK OLDUĞU HER YERDE, DEVLET EROZYONA UĞRAR
LİYAKATSİZLİĞİN TARİHSEL YÜKÜ, BUGÜNÜN DEVLET ÇÖKÜŞÜDÜR
Devlet, yalnızca bir toprak parçası ve bir bayraktan ibaret değildir. Devlet; kurumları, kuralları, kadroları ve kadim gelenekleriyle bir milletin karakterini temsil eder. Bu yapı, tarihte ayakta kaldığı sürece millet de ayakta kalmış; yıkıldığında, millet dağılmıştır.
Türk devlet geleneği, bin yılı aşkın süredir ehliyet ve liyakat esasına dayalı bir sistemle büyümüştür. Selçuklularda Nizamülmülk’ün siyasetnamelerinde vurgulanan bu sistem, Osmanlı’da Enderun mektebiyle kurumsallaşmış, Cumhuriyet’in ilk döneminde ise Atatürk'ün “Fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür” sözüyle çağdaş zemine taşınmıştır. Liyakat, yönetenin değil; devletin bekasını esas alır. Çünkü makamlar geçicidir, ancak devletin geleceği kalıcı olmak zorundadır.
Ne var ki son........
© Habererk
