menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

İngiltere’nin Ortadoğu Politikası

8 23
04.11.2025

İngilizler 1800’lerin ortalarından İkinci Dünya Savaşının sonuna kadar Orta Doğudaki başat güçtüler. Bu coğrafya kağıt üstünde Osmanlı toprağı olsa da gerçek hükümran İngiltere’ydi. Düşünün şu an Körfez devletlerini yöneten hanedanların tamamıyla iki yüz yıl önce yani o hanedanlar Osmanlı tebaasıyken anlaşmalar yapmışlar. Yani bugünkü Ortadoğu’yu o tarihte planlamışlar.

Napolyon mağlup edilene kadar İngiltere’nin rakibi Fransa’ydı. Napolyon’un mağlubiyetinden sonraki rakibi topraklarını çok genişleten Rusya oldu. Rusya Türkistan’ı alarak, Hindistan’ı sömüren İngiltere’yle komşu olmuştu. Kafkasya’yı ve İran’ın kuzeyini işgal etmişti ki bu İngiltere’nin Hindistan’a ulaştığı iki güzergahtan biri olan Irak’ın tehdit edilmesi demekti. İngiltere Rusya’nın genişlemesini engellemek için Osmanlıyı destekledi.

Ta ki Prusya Almanları birleştirerek Paris’te Alman İmparatorluğunu ilan edene kadar. Prusya o kadar güçlüydü ki Fransa’yı işgal etmesi sadece 15 gün sürmüştü. Dolayısıyla artık İngilizlerin rakibi Almanlardı. Almanları dizginlemek için Rusya ve Fransa’yla ittifak yapmak şarttı. İngiltere Rusya’ya İstanbul’u, Boğazları ve Karadeniz bölgesini verdi. Rusya’da daha güneye inmeyeceğini taahhüt etti. Bulgar Krallığı Rusya’nın, Yunan Krallığı İngiltere’nin etki sahasının sınırı oldu.

İngiltere ve Fransa Rusya’ya yakınlaşınca, Almanya ve Osmanlı birbirlerine yakınlaşmak zorunda kaldılar. İngiltere’nin en çok gelir elde ettiği sömürgeleri Hindistan ve ardından Mısır’dı. Ama Hindistan’dan gelir elde edilebilmesi Mısır ve Irak güzergahlarının güvende olmasına bağlıydı. Bu nedende Londra, özellikle Berlin-Bağdat demiryolunun yapılmaya başlamasından sonra, Osmanlı-Almanya yakınlaşmasını öncelikli tehdit olarak değerlendirdi.

Bu kamplaşma tarafların Birinci Cihan Harbinde kozlarını paylaşmalarıyla son buldu. İngiltere savaşın galibi olarak sömürgelerini elinde tuttu. İlaveten petrol zengini Irak’ı, Büyük Suriye’nin güneyini ve Basra Körfezinin İran ve Arap sahillerini sömürgeleştirdi. Irak ve Mısır’ın yani Hindistan’dan İngiltere’ye gelen yolların güvenliği için stratejik önemde olan Kızıldeniz, Umman ve Yemen sahillerini işgal etti.

İngiltere İkinci Dünya Savaşından da zaferle çıkmasına rağmen Orta Doğu’daki egemenliğini sürdüremedi. Bu hiç beklemedikleri bir gelişmeydi. Zira SSCB ile anlaşmışlardı. Balkanlar, Doğu Avrupa ve Baltıklar SSCB’de Türkiye, Yunanistan ve güneyleri Batı Blokunda kalacaktı. ABD’nin her zaman yaptığı gibi izolasyonist politikalara döneceğinden emindiler. Dolayısıyla Ortadoğu onların olacaktı.

Oysa Birinci Cihan........

© Habererk