Kamondo merdiveni
Osmanlı devleti gaza ve ganimet devletiydi. Fetihlerin ve büyük zaferlerin egemen olduğu genişleme dönemlerinde hazinenin para sıkıntısı olmamıştı. Bu yüzdendir ki Müslüman ahali ticarî ve malî işleri küçümsemiş, dahası bunlarla ilgilenmeyi ayıp saymıştı. Onların ilgisi daha çok dört meslekte yoğunlaşmıştı: Devlet yönetimi, savaş sanatı, din ve tarım...
Para ve ticaret işleri azınlıklara bırakılmıştı.
Özellikle İstanbul’un fethinden sonra bu işlerin merkezi Galata’ydı. Levanten, Ermeni ve Yahudilerin yoğunlukta olduğu semt, dört asır boyunca sarrafların mekânı, para ve ticaretin merkezi olacaktı.
Devlet, güçlü olduğu dönemlerde bunların ticari tecrübe ve ilişkilerinden faydalanmış, bazı piyasa işlemlerinde doğrudan Galata sarraflarını kullanmıştı. Bu işlemlerin başında para değişimi gelirdi. Her padişah tahta çıktığında kendi adına para bastırır, eski padişah zamanında basılan paraların ve ticari münasebetler nedeniyle piyasaya giren ecnebi paraların değişimini Galata sarrafları sağlardı. Bunun yanında borç temini, senet iskontosu gibi basit bankacılık ve kredi işlemleri de yaparlardı.
Sarraflık yasal izne tabiydi. Devlet, imtiyaz vesikası düzenleyip ellerine verir, vesikanın imza kısmı bir kuyruğa benzediği için bunlara “kuyruklu sarraf” denirdi. Verilen bu imtiyazlar babadan oğula geçtiği için zamanla her biri güçlü birer figüre dönüşecekti.
Lorando, Tubini, Baltazzi, Corpi, Shilizzi, Coronio ve Alberti aileleri Levantendi. Camondo, Carmona, Zonana ve Fernandez aileleri Yahudi, Mavrokordato ve Zarifi aileleri Rum, Köçeoğlu ve Mısırlıoğlu aileleri ise Ermeniydi. Bunlar ırk, milliyet ve din farkları nedeniyle zaman zaman koyu bir rekabete girişseler de “azınlık” şemsiyesi altında kolayca birleşir, en olmadık zamanlarda siyasi bir güce dönüşür, sıkıntı oluştururlardı.
Yeni denizyollarının açılması ve özellikle Amerika kıtasının keşfi bu sıkıntının ilk ipuçlarıydı. Bu dönemde altın ve gümüş miktarı çoğalıp fiyatlar yükselmiş, sarrafların gücü de artmaya başlamıştı. İpotek karşılığı borç vermeler, alacaklar geri dönmeyince mülklere el koymalar görülmüştü.
16. Yüzyılın sonlarına gelindiğinde Osmanlının ilerleyişi durdu. Ardından geriye dönüş başladı. Azalan fütuhat gelirlerine, ağır masraflarla girişilen seferlerin yükü de eklenince hazinede açıklar oluştu. İlk defa ortaya çıkan bu sıkıntı karşısında devlet sarraflardan borç istedi.
Öte yandan sarraflarla yeniçeriler arasında garip ve tehlikeli bir ilişkinin doğduğu görüldü. Yeniçeriler, sarraflardan borç alıyor, karşılığında maaş........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein