menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

150’likler...

5 0
yesterday

Savaş bitmiş, sıra iç hesaplaşmaya gelmişti.

Lozan görüşmelerinin hemen öncesiydi.

Ankara Hükümetinin önemli isimleri Çankaya Köşkünde verilen bir akşam yemeğinde bir araya gelmiş, mühim bir mesele üzerinde tartışmaya koyulmuşlardı.

Konu, Lozan’da gündeme gelmesi muhtemel olan umumi affın sınırlarıydı.

Sofrada, Mustafa Kemal Paşanın yanı sıra yedi kişi daha vardı: Erkan-ı Harbiye Reisi Fevzi Paşa, Garp Cephesi Kumandanı İsmet Paşa, Meclis Başkanı Kazım Paşa, Dâhiliye Vekili Fethi Bey, Adliye Vekili Seyyid Bey ve Ankara İstiklal Mahkemesi Reisi Topçu İhsan Bey...

İlk sözü Hariciye Vekili Yusuf Kemal Bey aldı:

“Her beynelmilel muahede, bir affı derpiş eder... Bu ihtimale karşı hazırlıklı olmamız, umumi bir af talebine karşı tavrımızı belirlememiz gerekiyor.”

Mustafa Kemal Paşa, hemen sağına oturttuğu İstiklal Mahkemesi Reisine dönerek, “İhsan Bey” dedi. “Hatırlar mısınız, İnönü muharebesi esnasında sizinle hususi bir toplantı yapmıştık...”

Belli ki konuyu önceden aralarında konuşmuşlardı. İhsan Bey, hemen cevap verdi:

“Bugün gibi hatırlıyorum Paşam... Bizim cezalandırdığımız hainler, vasıta-i melanettir. Esas mücrimler karşımızda değillerdir. Onlara da hesap sormak günü geldiğinde isimlerini şimdiden listelemek lazımdır, diye konuşmuştuk.”

“O halde, o zaman yapacağımızı tasavvur ettiğimiz hazırlıklar, şimdi bir emri vaki oluyor. Ne dersiniz?”

İsmet Paşa, söze girdi:

“Heyetimiz, bilâ istisna af talebini kabul edemez. Affa layık olmayanların tespiti mühimdir ve onlar için ısrarcı olunmalıdır.”

Gazi, bu defa da Fevzi Paşaya döndü:

“Müşir hazretleri, ne buyuruyorsunuz?”

“Mücadelei Milliyeye karşı fiilen vaziyet alanlardan hudud-u milli dışında olanları da unutmayalım. Hiç olmazsa kayd-ı hayat şartıyla memlekete sokulmamaları lazımdır.”

Konu hakkında görüş birliğine varılmıştı. Memleketi savaşa sürükleyenler, Milli Mücadeleye tavır alanlar, yazıları, eylemleri ve sözleriyle Kuvayı Milliyeye karşı çıkanlar, isyan edenler, zorluk çıkaranlar asla affedilmeyecekti...

Peki, bu isimler nasıl belirlenecek, listeyi kim yapacaktı? İhanet sebebi sayılacak fiiller neler olacaktı? Hangi tarihten itibaren başlayacak, ne zaman sona erecekti?

Konu saatlerce tartışıldı. Bu esnada Topçu İhsan Bey coşmuş, Balkan Savaşının yitirilmesine sebep olanların, ülkeyi cihan harbine sürükleyenlerin de sorumlu........

© Haber7