Her kadın ille de çalışmalı mı?
Feministler benden nefret ediyor.
Bense onlardan nefret etmiyorum.
Aksine onları anlıyorum, “erkek karşıtlığı” yapmalarına rağmen büyük bir bölümünün kendilerini erkeğe benzetmeye çalışmasının sebeplerini çok iyi biliyorum.
Bundan dolayı da onlara kızmıyorum!
Onlar bana kızsalar da, saldırmaya devam etseler de, insanlık âlemi ve memleketimiz için “beka meselesi” niteliğindeki konuları gündeme getirmeye devam edeceğim gücüm yettikçe.
Bu takımdan hayli “şedit” tepkiler almama yol açan değerlendirmelerimi üzerlerine ekleye ekleye her fırsatta dile getireceğim:
“Kadını çalışma hayatında olmaya mecbur etmek, ille de çalışmaya teşvik etmek çok yanlış bir tutum!
Kadının belli alanlarda çalışması normal ve gereklidir ama ‘Her kadın ille de çalışmalı, ille de eve para getirmeli, evin geçimini omuzlamalı’ demek de ne demek?
Her alanda kadın olsun, her kadın evden kopsun, her kadın bir işte çalışsın, kadın istihdam oranı ille de şuraya çıksın, futbol programlarının sunucuları, yorumcuları bile kadın olsun…
Otobüs-tır şoförleri bile kadın olsun…
Bunlar ne demek?
Kapitalist sistem, tefeci köle düzeni, ne kadar çok kadını evlerinden, bebeklerinden kopartabilirse o kadar çok kazanır.
Anneliğin babalığın ‘kariyer için’, ‘rahatlık için’ külfet olarak görülmesi aileyi de devleti de batırır!
Aileyi yaşat ki devlet yaşasın!
Ne yazık ki…
Birçokları ‘Kadın ille de bir işte çalışmalı. Ev hanımlığı asalaklıktır. Ev hanımlığı birilerine muhtaç kalmaktır!’ propagandasının etkisinde kalıyor.
Sonra da…
Niçin aile dağılıyor, niçin nüfus hızla yaşlanıyor?
Bir milyon kadın bakıcı, bir annenin evlâdına verdiği sevgi ve şefkat duygusunun…
Bir milyon erkek personel bir babanın evlâda verdiği ‘güvenlik’ duygusunun milyonda birini veremez!
Daha fazla kreş, daha fazla huzursuzluk evi,........© Haber7
