menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Huzuru sokakta kaybetmek…

6 21
11.12.2025

Son dönemde medyaya yansıyan Sokak röportajı yapan kişilere yönelik hukuki ve idari işlemlerin tesis edildiğine dair haberler, medya yapımızın nitelik, nicelik, iletişim özgürlüğü, mahremiyet hakkı ve kamusal alanın dönüşümüne intibakı gibi tartışmalar içine girmesini beraberinde getirmektedir.

Sokak röportajlarının, sıradan vatandaşın sesini siyasal alana taşıyan demokratik bir ifade aracından, çeşitli toplumsal gerilimlerin, sınıfsal temsillerin ve dijital ekonominin karmaşık etkilerinin kesiştiği bir pratik haline gelmesi; etik ve hukuki rejimlerde nasıl bir denge aranmalı sorusunu önemli kılmaktadır.

Bu bağlamda yaşanan olumsuz örnekleri, uluslararası örneklerle karşılaştırmalı olarak değerlendirmek, hem hukuki ve etik normların hem de kamusal tartışma kültürünün değişim yönünü anlamak açısından gereklidir.

Dünya örneklerine bakıldığında, sokak röportajlarının yasaklandığı veya sistematik biçimde devlet denetimine tabi kılındığı örnekler neredeyse yok. Ama sokak röportajı bahanesiyle kişilik haklarına, mahremiyete tasallut örnekleri de çok fazla yok. Bizde ise bunlar sıradanlaşmış durumda; eline mikrofon alan, sokak röportajı yaptığını ileri süren, küfür, hakareti, aşağılamayı, iftirayı, kamu düzenini bozmayı kendisi için hak sanıyor…

Almanya, Fransa, İngiltere ve diğer Avrupa ülkelerinde temel yaklaşım, sokakta görüntü veya ses kaydı almanın kamusal alanın doğası gereği mümkün olduğu; ancak bu kayıtların yayınlanması, dolaşıma sokulması veya ticari amaçla kullanılması sırasında kişisel veriler, imaj hakları ve mahremiyet hukuku çerçevesinde ciddi sınırlamalara tabi olması gerektiği yönündedir.

Bu ülkelerde özel hayatın gizliliği ile kamusal alanda ifade özgürlüğü arasında bir çatışma varsa, hukuk hem bireyin tanınabilirliğini hem de yayının bağlamını dikkate alarak bir denge kurmaya çalışmaktadır.

Örneğin Almanya’da görüntü almak belirli şartlarda serbest olsa da, bu kare veya videonun yayınlanması için kişinin rızası aranır; hatta röportaja katılan kişinin spontane bir ifadeyi sonradan kaldırma ya da geri çekme hakkı bulunmaktadır.

Bunun nedeni, Avrupa hukukunun bireyin kendi verisi üzerindeki tasarruf hakkını geniş yorumlamasıdır.

Keza konuşma, ses, yüz görüntüsü ve kişinin hayat tarzını açık eden........

© Haber7