menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Tahkim öncesi Arabuluculuk Kanun Taslağına ilişkin değişiklik önerisi

14 0
tuesday

Yargıtay Başkanımız Sayın Ömer Kerkez 2025 adli yıl açılış konuşmasında yargılamaların uzun sürmesi ile ilgili bir anısını anlattı ve bu anı herkesi çok etkiledi.

“Bir gün doğumu sırasında iki gözünü de kaybeden bir bebeğin anne ve babasının açtığı tazminat davasının temyiz duruşması sırasında, duruşma salonuna 12 yaşında bir çocuk geldi ve o çocuğun gözleri görmüyordu.

Yani o bebek büyümüş ve kendi duruşmasına gelmişti. O çocuğun görmeyen gözlerinin arkasında ne hissettiğini anlamak mesleğimizin en önemli hassasiyetlerinden biri olmalıdır.

O gün biz o çocuğun gözlerinin davasına bakıyorduk ama gözlerine bakamıyorduk. Adalet bir hakimin kalbinin en derininde hissettiği duygudur.”

Gerçi Sayın Başkanımızın bahsettiği davanın üzerinden uzun yıllar geçmiş ve bugünün mahkemelerinde davalar artık bu kadar uzun sürmüyor. Ancak ne yazık ki yargılama sürelerinin uzun sürmesi sorunu henüz tam olarak çözülmüş değildir. Davaların makul süre içinde sonuçlanması adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından biridir. Geç verilmiş bir mahkeme kararı davayı sona erdirmiş olsa bile adaleti gerçek anlamda tecelli ettirmiş sayılmaz. Adaletin en kötüsü geç tecelli edenidir. Sonunda karar doğru olsa da geciken adalet adalet değildir. Adalet hizmetinin geç işlemesi, hak sahiplerinin haklarına geç kavuşmasına sebep olduğu gibi toplumsal düzenin ve barışın bozulmasına da neden olmaktadır.

Türkiye’de son yıllarda özellikle dava şartı arabuluculuğun kapsamının genişletilmesi ile mahkemelerin iş yükünün belli ölçüde azalması sağlanmıştır. Ancak bu yeterli değildir. Yargının iş yükünün azalması için sadece arabuluculuk kapsamının genişletilmesi ile yetinilmemeli, yine arabuluculuk gibi bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olan tahkim uyuşmazlık çözüm yönteminin de daha etkin hale getirilmesi ve genişletilmesi gerekir. Ancak ne yazık ki, Türkiye’de Tahkim Uyuşmazlık Çözüm Metodu arabuluculuğa nazaran üvey evlat muamelesi görmektedir. Özellikle Adalet Bakanlığı’nın “Tahkim Öncesi Arabuluculuk Şartı” Taslağı kanunlaşırsa tahkimin etkinliği ve kapsamı iyice azalacaktır. Zira taslak tahkimim bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemi olma özelliği ile bağdaşmamaktadır. Bir alternatif uyuşmazlık çözüm yöntemini başka bir alternatif uyuşmazlık çözüm yönteminin şartı olması şeklindeki bir uygulama dünyanın hiçbir ülkesinde mevcut değildir.

Kanaatimizce mahkemelerin iş yükünü azaltmak için arabuluculuk gibi Kurumsal Tahkim Merkezlerinin daha etkin hale getirilmesi ve genişletilmesi gerekir. Halen sigorta uyuşmazlıkları alanında kurulmuş olan Sigorta Tahkim Komisyonu, sigorta uyuşmazlıklarında yargı yükünü büyük ölçüde azalttığı gibi vatandaşların sigorta şirketlerinden olan alacağına daha az maliyetle ve daha kısa sürede kavuşmasını da sağlamaktadır. Sigorta Tahkim Komisyonu yılda yaklaşık 600 bin uyuşmazlığı mahkemelere gidilmeksizin çözmektedir. Strateji Belgesinde Sigorta Tahkim Komisyonu’na benzer yeni Kurumsal Tahkim Komisyonlarının kurularak Kurumsal Tahkimin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulanmıştır. Örneğin Bankacılık sektöründe bankalar ile tüketiciler arasında çıkan uyuşmazlıklar yeni kurulacak Bankacılık Tahkim Komisyonu yoluyla çözülebilir. Ayrıca işçiler ile işverenler arasında çıkan uyuşmazlıklar yeni kurulacak İş Tahkim Komisyonu ile çözülebilir. Yine halen uygulanan ancak işlevini yerine getirmeyen Tüketici........

© Haber7