PKK, silahları mı yoksa Apo’yu mu gömecek?
Devlet Bahçeli’nin açık havada gök gürültüsü etkisi yapan çağrısı sonrasında PKK çevreleri yaşadıkları şoku atlatıp nihayet meseleyi enine boyuna ele alabilecek duruma geldi.
Kimilerinin ‘yeni çözüm süreci’ diye tanımlamaya çalıştıkları bu yeni durum, kesinlikle öncekine benzer bir mahiyet arz etmiyor zira orta yerde ‘pazarlığı’ çağrıştıracak bir gelişme yahut gelişmeler silsilesi yok.
Devlet, bundan 12 sene öncesine göre, terörle mücadelede tahminlerin çok ötesinde bir mesafe katetti ve bugün 12 yıl öncesinin şartları mevcut değil.
PKK, bırakın şehirlerden elini eteğini çekmeyi, kırsalda da yok ve hatta komşu ülkelerdeki sığındığı mağaralar da yok…
Aslında ‘çözüm süreci’ tesmiye olunan süreç öncesinde de inisiyatif devletin elindeydi lakin geçmişte devlet adına yapılan vahim hataları telafi etme adına Erdoğan’ın ‘işi tatlıya bağlama’ yaklaşımı, böyle bir süreci başlatmıştı.
Kürtlerin ‘vatandaşlık hakları’ yine bu süreç öncesinde kendilerine tevdi edilmiş ve bu ülkedeki diğer vatandaşlardan herhangi bir farkı kalmamıştı.
Süreci zehirleyen ve akabinde de bitiren PKK’nın dağ kadrosu ve siyasi ayağı oldu.
Kandil ve HDP’nin şahsında Selahattin Demirtaş, Abdullah Öcalan’ın deklare ettiği metni buruşturup çöpe atarlarken aynı zamanda Öcalan’ın bizzat kendisini de buruşturup çöpe atmışlardı.
Bu kararın arkasında hiç şüphesiz ABD, İsrail ve başta Almanya olmak üzere birçok Batılı ülke vardı ve bunlar,........
© Haber7
