menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Ezberin Çöküşü

13 0
01.11.2025

Her ülkenin tarihinde sessiz ama köklü dönüşümler yaşanmaya başladı. Savaşsız, kansız, görünmez bir devrim... Buna Bilgi Devrimi deniyor. Artık, ülkeler savaş meydanlarında değil, yazılım laboratuvarlarında, veri merkezlerinde, yapay zekâ algoritmalarıyla kıyasıya yarışıyor. Rekabet ise tahmin edilemeyecek kadar yüksek,

Bugünün yeni süper gücü:

Bilgi ve onun ham maddesi Eğitim. Amerika Birleşik Devletleri’nin OpenAI gibi kuruluşlarla geliştirdiği devasa modeller, Çin’in Baidu ve Huawei yatırımları, ve Avrupa’nın yapay zekâ stratejileri. Hepsinin ortak söylemi, Bilgi çağının liderleri, bilgiyi üretenler olacak.

Dünyada tüm bunlar olurken Türkiye bu yarışta nerede?

Bayraktar, Togg, Türksat 6A gibi projeler umut veriyor. Ancak bu örnekler, sistematik bir üretim kültürünün sonucu değil, bireysel ve az sayıda kurumsal başarıların meyvesi. Yani istisnalarla övünmemiz yeterli değil. Harekete geçmek için zaman daralıyor.

Asıl soru, Türkiye neden hâlâ üniversite-sanayi iş birliğinde dünyada ilk 50’ye giremiyor?

Neden üniversitelerimizden dünya çapında yapay zekâ girişimleri ve ürünleri çıkmıyor?
Neden binlerce genç, kendi ülkesi dışında Ar-Ge destekleri arıyor?

Günümüzde ezbere dayalı, yaratıcı düşünceyi sorgulamayı öncelemeyen bir yapıyla gereken yüksek volümlü bilgiyi üretmek mümkün gözükmüyor.

Üniversiteler ise büyük ölçüde bilim üretmekten çok, yayın puanı elde etmek peşinde. Akademik yükselme, çoğu zaman dar kalıplara uyarak sağlanabildiği düşünülüyor.

Oysa, yapay zekâ çağında, Ezber değil Algoritma, Kopya değil kod ve ilham gerekiyor.

Üniversiteler, bilgi üreten, düşünce üreten ve topluma rehberlik eden kurumlar olmalı. Laboratuvarlarında sadece deney tüpleri değil, fikirler de kaynamalı.

OpenAI’nin ChatGPT’si dünyayı kasıp kavururken, biz sınıflarda Slide okutuyoruz.

“Prompt Engineering”........

© Haber7