menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Hazır ol cenge

10 1
28.07.2025

Meşhur Roma deyimi (Maxime) “Si vis pacem para bellum” der.

“Barış istiyorsan savaşa hazırlan” (Meşhur “parabellum” Alman tabanca markası da mermi isimleri de buradan gelmektedir). Bu anonim deyimi biz de Abdülhak Molla’nın (1786- 1864; Hekim ve şair; Şairi Azam Abdülhak Hamit’in dedesidir.) muhtemelen çeviri veya mülhem şiiriyle “Hazır ol cenge eğer ister isen sulh u salah” şeklinde biliyoruz. Abdülhak Molla’nın hayatını gözden geçirdiğimizde bu beyti soyut bir prensip olarak çevirip yazmadığını tahmin edebiliriz.

Ülkemizde kadavra üzerinde anatomi üzerinde çalışma dersini verme izni alan kişidir. Aynı zamanda karantina teşkilatını geliştirip yaygınlaştırmıştır. Çiçek aşısı uygulaması mecburi hale getirmek için ciddi çalışmaları olmuştur. “Hazır ol cenge…” sözünü hiç değişmeyen bir sabite gibi kabul ederiz. Bu doğrudur da. Ayrıca geneldir. Ancak, savaşa hazır olmak konsepti zaman içinde değişmektedir. Savaşı eski Batı (Eski Avrupa) bir süreç yönetimine dönüştürmüştü. Yeni Batı (ABD ve Anglo-Sakson Sakson müttefikleri) ve yeni Doğu (Çin) savaş hazırlıklarını da bir süreç yönetimine dönüştürmüştür.

Ford’un üretim bandı savaş gibi; savaş hazırlıklarını da toplam kalite mühendisliğinin denetimine uygun bölünmüş proseslere dönüştürmüştür. Mantık ve metotlar klasik modern işletme yönetimiyle aynıdır. Sorun tespitinden, sorunun paydaşlarla tartışılmasına, tartışma yöntemlerinin birçoğunun denenmesine, mutlak yöneticilerin paylaşımcı ve iletişimi yöneten teknik ve vizyoner yöneticilere dönüşmesine, üretim süreçlerindeki her bireyin ve iç müşteri bileşeninin memnuniyetinin sağlanmasına, ürün kalitesinin test edilmesine, mukayeseye açık olmasına ve nihayet kullanıcı (Dış) veya iç müşterininin memnuniyetine, en nihayetinde benzeri şekilde pazarlama süreçlerinin yönetilmesine kadar bütün entegre süreçler benzeri bir mahiyettedirler. Bu sofistike ve entegre süreçleri yeniden tasarlamaya ve yaratmaya yarayacak şekilde her sürecin ölçülebilir ve geliştirilebilir formatta kaydedilmesi ve bir formasyona (Eğitim sürecine) dönüştürülmesi ile bu silsile tamamlanmaktadır. Böylelikle savunma sanayii kuruluşları kendi kendine öğrenen modern yapılara dönüşmektedir.

Savaşa Hazırlık Süreçleri- Savaş Dışı Süreçler Geliştirme

Savaşa hazırlık süreçleri ilk başta savaş araçları dışındaki opsiyonları ve araçları geliştirerek yapılır. Sun Tzu’nun ilkeleri gereği en büyük zafer savaşmadan kazanılan zaferdir. Böylesi bir savaş hazırlığının süreç yöneticisi kendi güç merkezi içinden başlayarak dalga dalga yakın güçleri de kapsayacak şekilde diplomatik, siyasi, ekonomik, sosyal, askeri, vb opsiyon ve araçları kullanarak muhteşem bir savaş ve savunma konsepti inşa eder. Bu Hanefi Fıkhındaki “Sedd-i zerayi” (Proaktif şekilde zararların önlenmesi) prensibine ne kadar da benzer. Stratejik Bağımsızlık Farkındalığı Yazımızda büyük stratejistleri sayarken Anadolu Selçuklu Hükümdarı Alaattin Keykubat’ı (1192- 1237) da saymıştık. Bunu cenge hazırlık süreçleri bakımından biraz açmak istiyorum. Büyük Keykubat olarak söylenen Alaattin 1220 yılında tahta geçtiğinde abisi olan önceki hükümdar İzzettin Keykavus (1180- 1220) Eyyübiler ile bir önceki sene yapılan savaşın rövanşını almak üzere Suriye’ye harekat sonrasında hastalığı ağırlaşıp ölünce Selçuklu Beylerinin konsensüsü ve daveti üzerine devletin başına geçmiştir.

Kendisi de büyük hükümdar olan İzzettin Keykavus’un hikayesinde bugün için de örnek alınması gerekecek bir kardeş katli teşebbüsü ve önlenmesi olayı vardır. Şöyle ki, babalarının ölümünden sonra Alaatttin Keykubat abisi İzzettin Keykavus sultanlığını ilan ettikten sonra O’na karşı büyük bir ittifak kurmuş ve O’nu bulunduğu Kayseri’de kuşatmıştır. Ancak, İzzettin Keykavus siyasi hamlelerle A. Keykubat’ın ittifak bileşenlerini dağıtmış, kardeşini yenilgiye uğratmıştır. Kardeşini siyaseten katl etme kararı almak üzereyken hocası Mecdüddin İshak buna engel olmuştur. İşte bu kritik hadise sonra ileride Alaattin Keykubat gibi bir dahi stratejistin ortaya çıkmasına vesile olmuştur. Bu tür hadiseleri günümüzün kan üzerinden güç derleyen kardeş katli ve muhalif toplumsal kesimlerin yok edilmesini teşvik eden talihsizlere bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Kardeş katli ve farklı tutum içindeki toplumsal kesimleri yok etme bizatihi kurulan güç sistematiğine zarar vermektedir. Zira nitelikli ve dahi düzeyindeki liderler ve kabiliyetli dinamik toplumsal tabanın da içinde olacağı ana zemin yok edilmekte, tek boyutlu bir güç derecesine düşürmektedir.

Tekrar konumuza dönecek olursak, Alaattin Keykubat sultan olur olmaz, savaşacağı Eyyübilerin değil, binlerce kilometre ötedeki Harzemşah İmparatorluğunun doğu sınırından yaklaşmakta olan Cengiz Han tehlikesinin daha önemli olduğunu siyasi ve askeri zekasıyla anlamıştır. Bundan dolayı ilk önce Suriye üzerine yürümekten vazgeçip Eyyübilerle barış yapmıştır. Anadolu’daki kaleleri berkitmiştir, kuvvetlendirmiştir. Arkasındaki Bizans İmparatoru ile barış yapmıştır. Abbasi Halife’sine mektup yazarak Cengiz Han (1162- 1227) saldırısına karşı hemen İslam Dünyası liderlerine savaşa hazırlık nameleri yazmasını, İslam hilafetinin ve ülkelerinin korunması için savaşacak ordular kurmalarını tavsiye etmiştir.

Kendisi de bu mektubuna en başta sadık kaldığını göstererek, beşbin (5.000) kişilik bir seçme süvari birliğini Halife’nin emrine göndereceğini belirtmiştir. Komşusu Harzemşahlar ile barış yapmış ve barışın korunmasına büyük önem vermiştir. Alaattin Keykubat’ın bu hazırlıklarını binlerce kilometre uzaktan izleyen Cengiz Han saldırı planlarını ertelemiştir (1220). Ne yazık ki, Harzemşahların savaşı süreç haline getiren dahi ve müteheyyiç komutanı Celalettin Mengüberti ile 1237ˆde Yassıçemen Savaşını yapmak zorunda kalmış ve O’nu yeniliğiye uğratmıştır. Bu zafer Anadolu Selçuklu Devletini Moğollar ile komşu yapmıştır. Ancak yine de Anadolu Selçuklu Develtine siyasi sonuç doğurucu Moğol saldırısı 1243 Tarihli Kösedağ Savaşıyla gerçekleşmiştir. İslam Dünyasının bilim ve medeniyet merkezi Bağdat’a ise Cengiz’in torunu Hülagu saldıracak, şehri yakıp yıkacaktır.

1260’ta ise Hülagu (1217- 1265) Suriye’yi alacaktır. Bu tarihler itibarıyle baktığımızda Alaattin Keykubat Anadolu Selçuklu Devletine çok değerli bir 23 yıl, İslam Dünyasının bilim merkezi Bağdat’a ise çok daha değerli (çok daha değerli çünkü Bağdat bilim ve düşünce merkeziydi) 38 yıl kazandırmıştır. Daha da sembolik olanı ise Cengiz Han gibi tarihin en kıyıcı askeri stratejistine geri adım attırmıştır. Bu yüzdendir ki, büyük stratejistler arasında Alaattin Keykubat’ı da dahil etmek istediğimi belirtmiştim. Ki hiç savaş yapmadan Cengiz Han’a geri adım attırmak kesinlikle büyük bir zaferdir.

Dışişleri siyaseti ve diplomasi opsiyonunun kullanılmasını modern stratejistler gelişmiş şekillerde yarattıkları modellemelerinde yer vermişlerdir. Mesela Alman Helmuth Kohl Enstitüsü bölgesel güçlerden itibaren güç teşekkülünde bölgesel ve küresel birliklere, uluslarüstü kuruluşlara üyeliğe, devletlerle tekil ittifak ilişkilerine büyük önem vermektedir.

Başka tabirle bu ilişkiler opsiyonu ve ağı güç dokuma tezgahının farklı, etkili ve maliyeti düşük araçlarıdır/ opsiyonlarıdır.Dönemlere göre ağırlığı farklılaşma gösterse de topyekun güç oluşumu politikayı/ oluşumları da kapsayan ana kümedir. Bundan dolayıdır ki, savaşlardan önce ülkelerin önce total güçlerine bakılır. Bilahare bu güçlerin hangi ittifakta yer alacağı belirlenir. Eğer uzun vadeli bir politikaya imkan varsa güçler ittifakı barış nizamından entegrasyona hatta ilhaka kadar geniş yelpazede tezahür eder. Ancak, savaşın hemen yakın olduğu bir ortamda ilhak tehlikelidir. Ele geçirme ve fetih arzusu tehlikelidir. Daha çok gönüllülüğe dayalı işbirliği ve ittifak önerilir. Alaattin Keykubat’ın ittifaklar siyaseti basit görünebilir. Ancak, Osmanoğullarından Yıldırım gibi bir askeri deha bunu yapamamıştır. Timur’un kapıya dayandığı bir halde ilhaklara girişmiştir. Şu halde savaş dışı opsiyonların ve araçların başında gönüllülüğe dayalı işbirliği ve ittifaklar; her tür bölgesel entegrasyonlar; konsolide edilmiş iç yapılar; vb hususlar gelmektedir. Yüksek nitelikli bir siyaset ve devlet adamı bir saha mareşalinin fiziki savaş coğrafyasında birliklerini etkili olacak en uygun şekilde yerleştirdiği gibi küresel ve bölgesel düzeyde devletleri ve devlet dışı aktörleri küresel güç satrancında da yerleştirir.

Bu dizilim o kadar önemlidir ki, bazen uygun dizilmiş bir güç ittifakı ve kompleksinin bileşeni kendisinden kat kat fazla bir rakip güç bileşenini bertaraf edebilir, etkisizleştirebilir. Velev ki bu güç bileşeniniz bir piyon olsun, vaktinde ve uygun sahaya yerleştirmeniz kafidir.

Savaş öncesi savunma üretimi dışındaki fiziki tedbirler farklılaşmaktadır. Mesela Çin'in inşa edeceği temeli Başbakan tarafından atılan devasa Medog Barajı, Hindistan ve Bangladeş üzerinde büyük bir baskı yaratacaktır. (Dev Baraj, Derin Endişe: Çin'in Tibet'teki hidroelektrik hamlesi | Uygur Haber https://share.google/iJ3TEtUOqnp9O7dsg) 167 milyar dolara Tibet'te yapılacak bu baraj, mevcut en büyük barajın üç katı büyüklükte olacaktır. Çin çağlardan beri fiziki engeller yapmakta deneyim sahibidir. Çin seddi gibi…

Savaşa Hazırlık Süreçleri-Savaş Gücünü Artırıcı Askeri Olmayan Süreçler Geliştirme

Askeri nitelikli olmayan savaş süreçlerini genel olarak sivil süreçler olarak adlandırıyoruz. Genel olarak sayarsak endüstriyel inovatif kapasite, üretim altyapısı ve üretim performansı, ticari paydaşlar ağı, finansman araçları ve finansman geliştirme opsiyonları ve nihayetinde sağlam, barışçıl ve dinamik sosyal yapıdır.

Endüstriyel İnovatif Kapasite

Çok üzerinde durduğumuz inovatif kapasiteyi bir kez daha hatırlatalım. Başka bir teknoloji ve inovatif kapasite üzerine kurulan bütün yapılar kategorik olarak ikincil yapılardır.

Ürünleri de........

© Haber7