menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Son Halife Abdülmecid Efendi’nin vefâtı ve beklenen hilâfet (23 Ağustos 1944)

20 0
23.08.2025

TBMM tarafından 1 Kasım 1922'de saltanat kaldırılınca, 21 Ekim 1920’den beri 2 yıl 14 gündür görev yapan “Sadrâzâmlar Hükümeti” olarak da bilinen Tevfik Paşa’nın son İstanbul Hükümeti 4 Kasım 1922’de istifâ ett(irild)i.

Hemen akabinde 9 gün sonra, İngiliz genelkurmay ikinci başkanı iken 1920’de İstanbul işgâl kuvvetleri komutanlığına atanan general Charles Harington 13 Kasım 1922’de Sultân Vahideddin'in can güvenliğini sağlayamayacaklarını, yazılı müracaat yaparsa kendilerini yurtdışına götürebileceklerini yâveri Fahir Beye iletti.

Sultân Vahideddin ayrılmasının “Devlet-i Ebed- Müddet” açısından faydalı olacağını düşünerek, oğlu Mehmed Ertuğrul ve yakın mahiyetiyle 17 Kasım 1922 Cuma günü ingilizler’in meşhûr Malaya Zırhlısı ile İstanbuldan ayrıldı.

(İşgâlden sonra Bekirağa Bölüğüne kapatılan pek çok Paşa, Milletvekili ve aydınların sürgün yeri olarak bilinen Malta Açıkhava Cezâevinin son misafiri Sultân Vahideddin oldu. İngilizler getirip oraya kapattılar. (Birilerinin dediği gibi İngiliz İşbirlikçisi olsa herhalde hayatının sonuna kadar müreffeh bir hayat süreceği İngiltereye gider, son nefesini sefâlet içerisinde vermezdi.)

Sûltân Vahideddin o gün halife sıfatıyla cuma selâmlığına katılmayınca halk gerçeği anladı. Ancak Ankara konuyu biliyordu. Ertesi gün TBMM üyeleri toplantıya çağrıldı. Milletvekilleri yerlerini almıştı ki Şer'iye Bakanı Vehbi Bey, Halifelik makamının boşaldığını söyleyerek yeni bir halife seçilmesinin gerekliliği ile ilgili fetvâsını Meclis Divân Katibine okuttu.

Milletvekilleri saltanat kaldırıldığı için sadece “İslâm Halifesi” sıfatını taşıyan Vahidettin’den boşalan Hilâfet makâmına veliaht şehzâde Abdülmecid Efendi’yi aday gösterdiler. Yapılan oylamada şehit Sûltân Abdülaziz’in oğlu Abdülmecid Efendi oylamaya katılan 163 milletvekilinden 148'inin oyu İle halife seçildi. Milletvekillerinden 9 kişi çekimser kalmış, 3 oy Selim Efendi'ye, 2 oy da Abdurrahim Efendi'ye çıkmıştı.

İçkiye karşı kurduğu cemiyet ile bilinen Tunali Hilmi bu seçimden sonra "İslâm Âleminde en şümullü halife seçimi budur" demiş, Mustafa Kemal de Abdülmecit Efendi'ye bir yazı ile halife seçildiğini bildirerek kutlamış, o da yetmemiş Müfit Efendi başkanlığında 15 kişiden oluşan bir milletvekili heyeti yapılarak mazbata ile birlikte İstanbul’a gönderilmiştir.

24 Kasım 1922 Cuma günü Topkapı Sarayı’ndaki Hırka-i Şerif Dairesi’nde yeni halifeye biat edildi. Biat merasiminde, Ankara hükümetinin temsilcisi Refet Paşa ile Müfid Efendi’nin de dahil olduğu milletvekilleri heyeti de hazır bulundu. Ardından halkın coşkulu tezâhüratları arasından Fâtih Camii’ne geçilerek cuma namazında yeni halife adına hutbe okundu. “Küçük cihaddan büyüğüne döndük” meâlindeki hadîs-i şerifi konu alan hutbede, “büyük cihad” cehalete karşı savaş diye yorumlandı.

Bu arada 21-27 Aralık 1922 tarihinde toplanan Hint Hilâfet Konferansı Abdülmecid’in halifeliğini tasdik ve kabûl etti.

Fakat bu durum uzun sürmedi. Bâzı çevreler kasıtlı olarak hilâfetle ilgili bâzı tartışmaları gündeme taşıdı. Mâkâmı sorgulatarak rencide etmeye, itibarsızlaştırmaya çalışıyorlardı. Bir müddet sonra hilâfetten rahatsız olanlar mâkâmı resmen tartışmaya açtırdılar. Bu tartışmalar sürerken Cumhuriyetin ilân edildiği 29 Ekim 1923'te halifenin istifâ edeceği yazıldı. Bu yazılardan sonra hilâfet yanlısı ve karşıtı görüşler gündemi oluşturmaya başladı.

İşte böyle tartışmalı durumun yaşandığı bir ortamda son “Cuma Selâmlığı” yapıldı. Recep Ayı da girilmişti. Halife Abdülmecid Efendi 101. İslâm Halifesi sıfatıyla Recep Ayı’nın 23’üne denk gelen 29 Şubat 1924 günü Cuma Selâmlığına hazırlandığında 3 gün sonra Hilâfetin kaldırılacağından habersizdi.

Cuma Selâmlığı yalnızca dinî merâsim olarak değil, saray - halk bütünleşmesi yönüyle de sosyal açıdan oldukça önemliydi. Osmanlı Padişahları cuma namazına giderlerken yol üzerinde toplanan halk da........

© Haber7