menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Amerika’nın karanlık skandalında son perde: Maxwell gerçeği saklarken Trump’ı aklıyor

18 0
28.08.2025

Jeffrey Epstein, finans dünyasında yükselip servet ve nüfuzunu kullanarak reşit olmayan kızlara yönelik sistematik bir istismar ağı kuran karanlık bir figürdü.

Malikaneler, özel jetler ve Karayipler’deki 72 dönümlük “Günah Adası”yla çevrili hayatı, bireysel bir suç hikâyesi değil; etik çöküşün, elit suç ortaklıklarının ve kurumsal çürümenin sembolü oldu.

Epstein’in 10 Ağustos 2019’da New York Metropolitan Cezaevi’nde şüpheli şekilde ölü bulunması, dosyayı kapattı sanılsa da Amerikan sisteminin çürümüş yapısını ve siyasetin, finansın, medyanın karanlık ilişkilerini gözler önüne serdi.

Amerika’nın eski başkanlarından Bill Clinton’dan mevcut ABD Başkanı Trump’a, İngiliz kraliyet ailesinden Prens Andrew’a, eski İsrail Başbakanı Ehud Barak’a, aktör Kevin Spacey’den anayasa hukukçusu Alan Dershowitz’e, Fransız model ajansı sahibi Jean-Luc Brunel’den Victoria’s Secret’ın sahibi Les Wexner’e, dünyaca ünlü fizikçi Stephen Hawking’den sihirbaz David Copperfield’a, Michael Jackson’dan manken Naomi Campbell’a kadar yaklaşık 200 ünlü kişinin adı bu skandalla anıldı.

Epstein’in karanlık yapısındaki sağ kolu, istismar ağına genç kızları temin eden kişi olarak mahkûm edilen Ghislaine Maxwell ise 20 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Şimdi tüm gözler, Epstein’in suç ortağı ve “karanlık kraliçe” Ghislaine Maxwell’in son ifadesine çevrildi. Skandalda ismi geçen ünlülerin “unutturmak istediği” Amerika’nın en büyük karanlık dosyası yeniden manşetlere taşındı.

Maxwell yalnızca Epstein’ın suç ortağı değil, aynı zamanda gerçeği sistematik biçimde manipüle eden karanlık bir figür.

Onu 2021’de yargılayan Yargıç Alison Nathan, pedofili ağının kirli kraliçesinin yalan tutkusunu şu sözlerle vurgulamıştı:

“Sanık, davranışları hakkında yemin altında açıkça yalan söylemeye istekli olduğunu göstermiştir.”

Yalan söylemek Maxwell için sadece bir taktik değil, bir yaşam biçimi. Böylesine yalan ustası bir suçlunun ifadesi; geçmişte Trump’ı birçok davada temsil etmiş olan ve başkanlığı döneminde ABD Başsavcı Yardımcılığına atadığı Todd Blanche tarafından alındı.

Tallahassee’deki federal savcılık ofisinde 24–25 Temmuz’da toplam 9 saat süren görüşmede Maxwell, “sınırlı bağışıklık” altında ifade verdi. Yani verdiği ifadeler yalan olmadığı sürece Maxwell’in aleyhine kullanılamayacak.

İfadesinde skandalla ilgili birçok kritik konuya “Hatırlamıyorum”, “Bilmiyorum”, “Yorum yapamam” gibi kalıplaşmış cevaplar veren Maxwell, Trump’ı aklamak içinse en net cümleleri kurdu.

“Başkan Trump bana her zaman çok nazik ve kibar davrandı. Onu başkan olarak takdir ediyorum. Onu beğeniyorum ve hep beğenmişimdir.” sözleriyle Trump’ı öven Maxwell, adeta bir cerrah titizliğiyle ABD Başkanını skandalla ilgili tüm ihtimallerin dışına itti.

Trump’ın hiçbir uygunsuz davranışta bulunmadığını, onu masaj ortamında görmediğini söyleyen Maxwell, çok tartışılan Epstein’ın doğum günü albümüne mektup gönderdiği iddiasını da reddetti. Trump’la Epstein’in Mar-a-Lago bağlantıları, bazı sosyal ortamlardaki temasları gibi birçok konuyu ise flu bırakarak boşlukları kamuoyunun hayal gücüne bıraktı.

Maxwell, yıllardır tartışılan ve Elon Musk’ın “Maxwell içeride, ‘müşteriler’ nerede?” paylaşımıyla yeniden gündeme gelen “müşteri listesi” iddialarını da reddetti.

Epstein’in cezaevindeki ölümünün intihar olduğuna inanmadığını ileri süren Maxwell, “Epstein suçlarının bir kısmını işledi ama zamanla o adam haline geldi.” sözleriyle meseleyi kişisel dönüşüme indirgeme çabası içine girdi.

Maxwell’in Trump’ı sürekli “temiz” gösterme gayreti, Epstein skandalını bir “kişisel günah hikâyesi”ne indirme çabaları ve siyasi-ekonomik bağları ustaca gizlemesi dikkat çekti.

“Yalan Ustası Bir Canavar”

Oysa Amerika’nın yıllardır yüzleştiği skandal, bireysel bir çürümeden çok daha fazlasına işaret ediyor. Geniş bir istismar ağına işaret eden bu skandal, yargı sisteminin siyasetle iç içe geçmiş güç ilişkileri karşısında sistematik olarak gölgelendiğinin kanıtı gibi.

Yıllardır davanın peşini bırakmayan ve adalet sistemine yönelik güvenlerini kaybeden mağdurlar ise “Yalan ustası bir canavar” olarak tanımladıkları Maxwell’in ifadesinin alınmasına tepki gösteriyor.

Başta Trump olmak üzere birçok ünlü isim için oluşturulan stratejik bir aklama perdesi, Amerikan adalet sisteminin güç sahipleri karşısında nasıl esneyebildiğini bir kez daha........

© Haber7