Müptezellik ve ahlak arasında toplumsal vicdan
6 Eylül’de İstanbul Küçükçiftlik Park’ta düzenlenen Manifest grubunun “ 18” adlı konseri, yalnızca müzik ve sahne performanslarıyla değil, aynı zamanda kültürel ve ahlaki tartışmalarla da gündeme oturdu.
12 bin kişinin katıldığı etkinlik, sanatın sınırları, toplumun değerleri ve bireysel özgürlüklerin çerçevesi üzerine kapsamlı bir tartışmanın fitilini ateşledi. Yine muhafazakar çevre ile seküler çevreleri birbirine düşürecek etkinlik düzenlendi.
Peki, sanat ile müptezellik arasındaki çizgi nerede başlar, nerede biter? Ve daha önemlisi, bir toplumun kültürel hafızasında bu tür olaylar nasıl yer eder?
Sanatın Özgürlüğü ve Toplumun Hafızası
Sanat, tarih boyunca yalnızca estetik bir ifade biçimi değil, aynı zamanda toplumsal eleştirinin, dönüşümün ve direnişin bir aracı olmuştur. Ancak bu özgürlük, kendiliğinden sınırsız bir alan yaratmaz.
Sanat da, her ifade biçimi gibi içinde üretildiği toplumun ahlaki, kültürel ve geleneksel kodlarıyla ilişki halindedir. Eğer sanat, o toplumun değerlerini altüst ediyorsa, sanat değildir.
Bir sanat performansının her ne kadar “özgürlük” adına savunulsa da toplumun büyük çoğunluğunun değerlerini rencide edici nitelikte olması, kamusal alanda tartışılmasını kaçınılmaz kılar.
Hele ki........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d