Karabatak’ta bir dünya dolusu Ramazan
Ramazan’ın son yedi orucundayız.
Bu oruçlar hem Kur’ân’ın inzal edildiği Kadir Gecesi’ni arayacağımız birer kandil hem de bayrama çıkan yoldaki son menzilimiz olmaları bakımından, zaten müminler için şehr tahtında nuranî bir bağış olan Ramazan’da nur üstüne nur gibidir.
Karabatak dergisi, yeni sayısında (79; Mart-Nisan 2025) bu nuru Ramazan ve Edebiyat adlı dosyasında yer alan şiir ve yazılarla okurlarına taşımış ve bu taşıma İbn Arabî’nin “Her yazar, seçiminde zorunlu olsa bile, kendi seçimine göre veya özellikle kendisini teşvik eden ve yönlendiren bilginin etkisi altında yazar.” sözüne muvafık olarak, Ramazaniyelerden şiirlere, şehirlerden ülkelere, psikolojiden sosyolojiye doğru açılan bir bilgi şenliğine dönüşmüş.
Bu şenliğin manası şöyle verilmiş Ali Ural’ın sunuş yazısında:
“…Din, güzel ahlakla tamamlanan bir kulluk şöleni. Bu yüzden ilmek ilmek dokunması gerekiyor insanın ilâhi öğretiyle. Allah kelamına ihtiyaç var bu örgünün gerçekleşebilmesi için. Kur’ân-ı Kerim’e ihtiyaç var. Fakat bilginin eyleme dönüşmesi kolay değil. Bilginin bir atmosfer içinde verilmesi gerekiyor kalbe kök salabilmesi için. Aksi takdirde en küçük bir rüzgârla yerini ve işlevini kaybedebilir. Kur’ân-ı Kerim’in Ramazan ayında nazil olması bu yüzden armağan üzerine armağandır. Ramazan başlamayı kolaylaştırıyor. Toprağı yumuşatıyor yaz yağmuru. Tohumu kabul edebilmesi buna bağlı. Her Ramazan bir besmele bu manada. (…)
Ramazan bizi korumak için geldi. Hani filmlerde olur ya; siperde bekleyen asker arkadaşına ‘Sen koş! Ben seni........
© Haber Vakti
