El İnsaf...
Suriye’de yaşanan gelişmelere dair yapılan değerlendirmelerde giderek artan önyargı ve acelecilik, hakikate ulaşmayı zorlaştırıyor. Üstelik, belli mihrakların düşmanca ve intikam odaklı manipülatif algı operasyonları da bu tabloya eklenince, sahadaki gerçekleri göremeyen zihinlerde bulanıklık oluşuyor.
Bu durum yalnızca olayların doğru anlaşılmasını engellemekle kalmıyor; aynı zamanda Suriye ile ilgili çalışmalarımızı ve üzerimize düşen görevleri hakkıyla yerine getirme imkânımızı da ciddi şekilde zora sokuyor.
Bu nedenle, kimseyi itham etmeden veya töhmet altında bırakmadan, yalnızca insaf ve adalete davet eden bazı hakikatleri hatırlatma ihtiyacı duyuyorum.
Suriye sahasının gerçeklerini görmezden gelerek; bu gerçekler karşısında Şer‘î siyasetin çizdiği sınırlar içinde atılan askerî, diplomatik ve siyasî adımları “ABD, İsrail, AB, Rusya veya genel anlamda kâfirlerle işbirliği” şeklinde nitelemek, “onları razı etme çabası” olarak adlandırmak ya da Suriye Devleti’nin meşruiyetini tahkim etmeye yönelik her diplomatik hamleyi “sapma” olarak görmek, Suriye’de devlet kurma mücadelesi veren kardeşlerimize karşı hem büyük bir haksızlık hem de iftira niteliğinde bir ithamdır kanaatindeyim.
Uluslararası güç dengeleri, BM ve BM Güvenlik Konseyi’nin yapısı, uluslararası ilişkiler, teamüller ve yaptırımlar…
Bunlar, ister kabul edelim ister etmeyelim, yaşadığımız dünyanın üzerine bina edildiği gerçekleridir. Bu gerçekleri inkâr etmek, görmezden gelmek ya da yok saymak bireysel olarak bizlerin tercih edilebileceği bir tutumdur; ancak aynı........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein