Bombalar Suriye'ye, mesaj Türkiye'ye
İsrail'in işgal tarihine baktığımızda, onu bu kadar uzun süre ayakta tutan dört temel unsur göze çarpıyor:
1. Müslümanların parçalanmış ve dağınık hali,
2. ABD ve Batı'nın maddi, diplomatik ve askeri desteği,
3. Askeri gücünün yanı sıra yürüttüğü psikolojik savaş ve algı operasyonlarıyla oluşturduğu caydırıcılık,
4. Küresel güçlerin bölgede dizayn ettiği, İsrail'in güvenliğini merkeze alan statüko.
Yıllar boyunca İsrail'in güvenliği, çevresindeki Arap rejimlerinin pasifliği ve işbirlikçiliğiyle sağlandı. Ürdün, Mısır, Lübnan ve Suriye (Baas rejimi döneminde), İsrail için adeta bir tampon bölge işlevi gördü. Arap halkları arasında İsrail'e yönelik gelişebilecek her türlü kalkışma, bu statükonun bekçileri tarafından bastırıldı.
Bu denklemde İran'ın rolü de oldukça kritikti. Sözde "direniş ekseni" söylemiyle Şii yayılmacılığı yapan İran, ABD’nin Körfez ülkelerini kendisiyle korkutarak bölgedeki statükoya entegrasyonunda önemli bir figüran işlevi gördü. Böylece 250 milyona yakın Arap nüfusu içinde İsrail'in sınır güvenliği garanti altına alındı.
İsrail'in güvenliğini garanti altına almak için bölgede oluşturulan statüko, 2011 yılında başlayan Arap Baharı'yla birlikte bozuldu. Özellikle Mısır'da Mübarek'in devrilip Mursi'nin başa gelmesi, İsrail için büyük bir şoktu. Çünkü Mısır, İsrail’in en önemli tampon bölgesiydi.
Mursi döneminde Mısır'ın bağımsız politikalar izleme potansiyeli, küresel güçler ve İsrail'i endişelendirdi. Sonunda, İsrail'in de desteğiyle düzenlenen bir darbeyle Muhammed Mursi devrildi ve Abdülfettah es-Sisi yönetimiyle Mısır, yeniden İsrail'in güvenlik çemberine dahil edildi.
Bu sürecin ardından İsrail ve müttefikleri, Arap Baharı'nın etkilerini geri çevirmek ve statükoyu yeniden kurmak için farklı senaryolar uygulamaya başladı. Bu senaryoların en tehlikelisi de Suriye'yi küçük parçalara ayırma planıydı. Özellikle Fırat havzası hedef alınmış, güneyde Dürzilere, doğuda ise PKK/YPG'ye sözde devletçikler planlanmıştı. Amaç, Davud koridoru ile hem Büyük İsrail’in temellerini atmak hem de İsrail'e tehdit oluşturabilecek birleşik bir Suriye'yi sonsuza kadar engellemekti.
8 Aralık 2024'te Beşşar Esed'in devrilmesi, İsrail'in bölgedeki stratejisini alt üst etti. 60 yıldır İsrail için bir tehdit oluşturmayan Suriye, bir anda risk unsuru hâline geldi. İsrail, bu değişime şiddetle tepki verdi:
İsrail'in Beşar Esed'in devrilmesine tepkisi, İşgal ordusunun Esed'in kaçışını takip eden 10 gün içinde Suriye genelinde 600'den fazla hava saldırısı düzenlemesiyle hemen anlaşıldı. Uçaklar ülke genelindeki neredeyse tüm askeri üs ve karakolları vururken, İsrail birlikleri Suriye topraklarına girerek 1974'te iki ülke arasında imzalanan ayrışma anlaşmasıyla belirlenen tampon bölgenin tamamını işgal etti ve bu uzun soluklu anlaşmayı fiilen ortadan kaldırdı.
İsrail'in Suriye'ye yönelik iki temel........© Haber Vakti
