menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Açıklıktan Çıplaklığa; Mahremiyetin Çöküşü

12 13
08.07.2025

Bir toplumun yıkımı, çoğu zaman bombalarla, silahlarla, savaşlarla değil; ahlâkın sinsice aşındırılmasıyla başlar. Ne yazık ki günümüz Türkiye’sinde, İslâm coğrafyasının birçok yerinde olduğu gibi, bu sinsi yıkımın en görünür ve etkili silahı çıplaklık olmuştur. Giyinmenin değil, teşhirin yüceltildiği bir çağdayız. Eskiden ayıplanan davranışlar bugün ödüllendiriliyor; iffetli olmak küçümseniyor, edepsizlik ise modernlik sanılıyor. Teşvik ettiriliyor.

Mahremiyetten Mahremiyetsizliğe
Bir zamanlar, başı açık bir kadını gören toplum fertleri bu durumu hoş karşılamaz, fakat kadına zarar da vermezdi. Edep duygusu hem fertte hem sokakta hakimdi. Kolu ya da bacağı görünen bir kadının davranışı, toplum tarafından ayıplanır, uyarılır ve dışlanırdı. Çünkü mesele sadece bireysel bir tercih değil; toplumsal huzur ve ahlâk düzeninin korunmasıydı. O dönemde etkileyici unsur sadece çevre değil, aynı zamanda sınırlı sayıda eve giren televizyonun da mahremiyet sınırlarına olan mesafesiydi.

Fakat bugün feminizm zehri ve sosyal medya ile her şey değişti. Artık sadece açıklık değil, aleni çıplaklık yüceltiliyor. Bu durum özellikle son on yılda, sosyal medyanın hayatımıza girmesiyle katlanarak arttı. İnsanlar birbirini etkileyerek çıplaklığı bir “norm” hâline getirdi. Gördükçe alışıldı, alışıldıkça içselleştirildi, içselleştikçe savunulur hâle geldi.

Maruz Kalmak Duyarsızlaştırır, Fıtrata Aykırı Alıştırmadır
Psikolojik bir gerçektir: Maruz kalan insan, zamanla tepki veremez hâle gelir ve benimseyip yaşantı haline getirilir. Bugün çıplaklık, zinanın meşrulaştırılması, eşcinselliğin teşviki gibi unsurlar öyle........

© Haber Vakti