menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Golan'dan KKTC'ye yol gider...

343 0
07.07.2025

Bugünlerde Filistin, Gazze, Kudüs konusundaki açıklamalara, taleplere, uyarılara dikkat.. Filistin, Gazze, Kudüs 3’ü aynı şey değil. Hepsi aynı sepete sığmaz ve aynı masada konuşulmaz. Bu 3 şey’i, tek gündemde ele almak isteyenler Siyonizmin oyununa alet olurlar. Filistin devletinin kurulması, Gazze sorununun çözüleceği anlamına gelmez, ya da Filistin devleti kuruldu diye Kudüs konusu da çözüme kavuşmuş sayılmaz. Kudüs Hristiyanlar ve Yahudiler için de kutsaldır, onlar da çözüm için taraf olarak masaya oturması gerekir. Orada Müslümanlar için Mescid-i aksa ve Ömer Mescidi denilen mescitlerin bulunduğu bir alan vardır. Bu apayrı bir konudur. Bu nokta Arapların, Türklerin, Farisilerin de içinde yer aldığı bütün Müslümanları ilgilendiren bir konudur. Bunları 3-5 devlet ve Abbas'la masaya oturup çözmek mümkün değildir.

Türkiye’yi garantörü yapmak istedikleri başkenti doğu Kudüs olan Filistin devleti bir Kushner/Dahlan senaryosudur. Ağuyu altın tas içre, bala karıştırıp sunma projesidir. Trump ve Chabat operasyonudur. Kurulacak Filistin devletinin SDG koalisyonundan bir farkı yoktur. Orada Filistin diasporası olmayacaktır. Gazze’yi Filistin’e dahil edip, daha sonra Filistin üzerinden kiralamak istiyorlar. Gazze karşılığında Golan ve Cebel-i Dürz’den, Batı Şeria’dan toprak takası teklif etmeye hazırlanıyorlar.

Gazze’deki sivil halk, önce Sina’ya, oradan başka ülkelere mecburi iskan şartı ile tehcir edilecek. Uzlaşmayı reddettikleri için Hamas üyeleri İşbirlikçi Filistin polisi tarafından tutuklanıp yargılanacaklar. Çünkü Filistin devletinin bütünlüğüne karşı çıkıyorlar. İsrail’le ve Abbas’la uyum içinde çalışmayı kabul eden Hamas yerine kurulacak bir parti, Filistin’de legal parti olarak çalışabilecek. İzzeddin Kassam üyeleri ise, terör örgütü üyesi, terörist, savaş suçlusu olarak İsrail mahkemelerinde yargılanıp mahkum edilecek. Ya da infaz edilecek.

Dün bizi, “Ermeni tehciri” ile suçlayanlar, bugün bu vahşi planı onaylıyorlar. Kaldı ki, Anadoludan tehcir edilenler, başka bir ülkeye değil, kendi ülkesi içindeki daha güvenli bölgelere tehcir edilmiştir. Çatışma işgal kuvvetlerinin kışkırttığı unsurlarla olmuştur. Tehciri kışkırtan, Ermeni mallarına çökenler de Osmanlı içinde İngiliz, Fransız, Almanlarla işbirliği içindeki (yerli ve milli!?) unsurlar olmuştur.

İsrail işgal ettiği Golan, Cebel-i Dürz, Lübnan ve Şeria’daki toprakları ilhak edecek. Kurulması planlanan kukla Filistin devletine bu toprakları pazarlık sonucu, şartlı olarak terk edecek. Kurulacak Filistin devletinin Silahlı Kuvvetleri olmayacak. Filistin içinde asayişi sağlayan ve sınır güvenliği için polis ve jandarması olacak. Sınırlı bir savunma silahına sahip olacak.. Ve tabi, bugün Türkiye'nin İsrail'le ticaretinde olduğu gibi, İsrailin İslam ülkeleri ile ticaretinde, kurulacak Filistin devleti aracılık edecektir. Bugün de sözde Filistin devletine yapılan ihracatlar İsrail limanlarından Filistin'e götürülüyor gibi alınıp, İsrail tarafından kullanılmaktadır. Aynı zamanda bu bahane ile İslam ülkelerinden gelen gemiler ve uçaklar İsrail limanları ve hava alanlarına iniş yapıp yüklerini boşaltabilmekte ve dönüşte de yine aynı şekilde İslam ülkelerinde gönderilen yüklerini, Filistin çıkışlı gibi göstererek getirebilmektedirler. Ortada oynanan kirli bir oyun var.

Şimdi birileri bize diyor ki, “Türkiye olarak sakın siz........

© Haber Vakti