Yaşarken Kıymet Bilmeyenlerin Mezarlıkta Pişmanlığı”
Bir düşün… O eller, yıllarca senin ellerini tutmuştu. O yürek, gece gündüz senin için atıyordu. O ses, seni hayata bağlayan en güzel melodiydi. Peki sen ne yaptın? Yanlarında değilken, telefona geç cevap verdin. Gittiğinde ise mezar taşına bir papatya bile götürmedin. Ama vicdanın, mezar başında yüksek sesle konuşmaya başladı.
Evet, mezar taşları üzerinde vicdan yapanlar... O zaman anladınız mı? Yaşarken bir tek çiçek götürmemişken, bir kere elini tutmamışken, “İyi ki varsınız” dememişken, şimdi pişmanlıkla dolu bir kalple o sessiz mezarlıklarda yürüyorsunuz.
Anne babanın kıymeti, mezar taşlarıyla değil; yaşarken gösterilen ilgi, sevgi ve saygıyla ölçülür. Biliyoruz, hayat bazen koşuşturmayla geçiyor. Ama hiçbir başarı, hiçbir dost, hiçbir sevgi, anne babanın sıcaklığının yerini tutmaz.
Bir sabah uyanıyorsun, evin sessiz, o tanıdık ses yok. Annenin yumuşak sesi, babanın güven veren varlığı… Hepsi yok olmuş. O an fark ediyorsun, en değerli hazinen seni terk etmiş. Fakat o hazinenin kıymetini yıllarca........
© Haber Gündemim
