Benim için uzun sayılacak aylık bir zaman boşluğundan sonra Merhabalar… Bazen çok istesem de çok can atsam da sizlerle buluşamadığım zamanlar oluyor değerli okurlarım. Bekleyen o güzel yüreklerinizden bir af da diledikten sonra… Konumuzun genel çerçevesi, iskeleti çok sevimli ama biraz geveze bir hayvanın sembolikliği ile şekillenecek.

Papağan! Kendi ruhunu, kendi bilgisini, kendi idrak ve iradesini yansıtamadan… Allah ne verdiyse, duyduğunu aktaran sevimli, geveze yaratık. Sen yaradılışınla fıtratınla yap Papağanlığını tamam da bizim aklı selim İnsanlara ne haller oluyor peki?
Belli bir ideolojiyi yol edinip, gerekçeleri ile, kendine has doğruları ile savunan, temelden o ideolojiyle alakalı donatılara ve geçmişe sahip insanların nasıl da alnı öpülesi değil mi? Bu fikir, bu ide her ne olursa olsun, belirli bir hakimiyete sahip sonuçta. Biri fikrinin aksine bir şey iddia ederse, sağlam dayanaklara dayanarak, ya da o konunun tarihine geçmişine öyle vakıftır ki konuya/fikre olan hakimiyetiyle koltuğunun altından çıkarıp şak diye yapıştırır lafını! Yine söylüyorum konu, fikir, ideoloji ne olursa olsun…

Kendi bilgisi ile belli bir fikrin geçmişine ve sağlam dayanaklarına dayanarak savunan savunabilen, boş yapmayan her kimse ona kocaman bir Bravo! Fikir ne olursa olsun, sırf........

© Günışığı Gazetesi