GERÇEK ÇÖZÜM İSLAM BİRLİĞİ
Her gün ekranlarda, sosyal medyada, haber sitelerinde aynı acı manzaralarla başlıyoruz güne.
Gözümüzü bir çocuk çığlığıyla açıyoruz, kulağımıza annesini kaybetmiş bir yavrunun ağıdı çalınıyor.
Filistin'de yine bir gece karanlığına sığınmış bedenler toprak altında, umutlar enkazın arasında. İsrail’in zulmü bitmek bilmiyor; bombalar dinmiyor, gözyaşları kurumuyor.
Ve biz, İslam coğrafyası koskoca bir ümmetiz. Dilleri farklı, kültürleri başka, ama kıblesi bir milyarlarca insanız. Peki ya yüreklerimiz, siyasi hesaplarla mı çarpıyor?
İsrail, zalimliğine devam ediyor. Gözünü kırpmadan çocukları hedef alıyor, kadınları katlediyor, hastaneleri vuruyor. Dünyanın gözü önünde, aleni bir şekilde insanlık suçları işliyor.
Ve tüm bunlara karşı ses çıkarması gereken İslam ülkeleri ya sessiz ya da sadece basın açıklamalarıyla kendini avutuyor.
Tabiki ülkemizi bunun dışında tutuyorum.
Daha çok petrol zengini Arap ülkelerinden söz ediyorum.
Ne zaman İsrail’in zulmü gündeme gelse, içimizi en çok acıtan şey sadece o bombalar değil; aynı zamanda bizim sesimizin, tepkimizin yeterince duyulmaması.
Oysa biz bir olsak, yekvücut olsak; sadece birkaç ülke bile iradesini ortaya koysa, belki bu zulüm bu kadar pervasız olmazdı. Belki “dur” denirdi artık. Tabi islam Birliği'nden söz ediyorum.
Ama ne yazık ki, yıllarca Avrupa Birliği yerine olmasını hayal ettiğim İslam Birliği bir idealden öteye geçemedi. Bir hayal olarak kaldı.
Her ülke kendi gündeminde kaldı........
© Günışığı Gazetesi
