Yüksek kültürümüzün temeli, dünyaya hakim olmak, sahip olmak, tahakküm etmek ve aynı zamanda bu işleyişi gizleyecek ve inkar edecek mekanizmaları yaratmak için gösterilen çabadan oluşmaktadır.

Bu sürecin itici gücü, anne ve babanın dikte edişiyle ifade bulan ve aktarılan itaattir. Seni senin iyiliğin için cezalandırıyorum. Bu temel ilkeye karşı geliştirilen tüm liberal eğitim yöntemleri başarısızlığa uğramaktadır; çünkü en dipteki çekirdeği görememektedir. Bu çekirdek doğumla başlayan içsel yabancılaşmadır.

İnsan bu süreçlere zincirlenmiş bir şekilde tutsak kalıyor. Psikoterapiye giden çoğu hasta bu durumdan çıkış yolları aramaktadır. Gerçek anlamda bilincine varmasalar da ruhlarının yabancılaşmasına karşı direndikleri için hastalanıyorlar.

İçsel başkaldırı, tam uyum göstermelerini engelliyor. Bu da diğerleri tarafından, toplum dışı, nankör, olarak dışlanmalarına yol açıyor. Bu yüzden bu tür hastaların terapiye gitmelerinin nedeni, hasta olarak kategorize........

© Günışığı Gazetesi