menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

TEHDİDİN ÖLÇÜSÜ, KÖTÜNÜN ŞÖHRETİNİ BELİRLER

16 5
10.12.2025

Tarihin “kötü karakterleri” arasında tuhaf bir adaletsizlik vardır. Kimin daha çok nefret edildiği, kimin daha çok insan öldürdüğüyle değil, kimin daha çok korkuttuğuyla ilgilidir. Nefretin ekonomi politiği böyle işler: Tehdit büyükse nefret boldur; tehdit küçükse kötülüğünüz bile kimseyi heyecanlandırmaz.

Bu ölçekte Benito Mussolini, tarih sahnesindeki en ironik figürlerden biri. Çünkü Mussolini, her ne kadar yeni bir Roma İmparatorluğu kurmaktan, “8 milyon süngü”den ve Akdeniz’i İtalyan gölüne çevirmekten söz etmiş olsa da… iş, sonuç kısmına geldiğinde dünya kamuoyu onun bir tehdit değil, daha çok bir talihsizlik olduğunu fark etti.

Evet, Etiyopya’da korkunç suçlar işledi; Akdeniz’de macera aradı. Ama bunlar karşısında neredeyse kimse ciddi bir direnç göstermedi çünkü Mussolini, “dünyayı tehdit eden liderler” sınıfında değil, “sorun çıkarır ama başaramaz” kategorisindeydi. Daha açık konuşalım: Fransa’ya savaş ilan etti, fakat başarılı olamadı. Hitler’e göre o kadar cılız bir askeri güce sahipti ki, en sonunda kendi müttefikinin gölgesinde boğuldu. Gian Galeazzo Ciano’nun dediği gibi, Hitler’in “görmezden gelinemeyecek yardımcısı”na dönüştü. Üstelik bu, Avusturya’nın I. Dünya Savaşı’ndaki ağırlığıyla kıyaslandığında daha da aşağılayıcı bir roldü. Böylece Faustvari bir........

© Günışığı Gazetesi