SESSİZ HASTA
“Bir hasta kabul edilemez duygularını terapistine devreder ve terapist, hastanın hissetmekten korktuğu her şeyi tutar ve bunları onun adına hisseder. Sonra, çok yavaş bir şekilde, hastanın duygularını ona geri verir.” Sessiz Hasta
Sessizlik bazen insanın en güvenli limanı, bazen de en ağır prangası değil mi? Sigmund Freud’a göre bastırılan her duygu geri dönmek için bir yol arar; belki de sessizlik, patlamaya hazır bir volkan gibi içimizde birikir durur. Dışarıdan hiçbir şey söylemesen de içeride yankılanan seslerin bir an bile susmaz. Alex Michaelides’in “Sessiz Hasta” romanı işte tam bu psikolojik düğümün etrafında dönüyor: suskunluğun ardındaki gizem, travmaların görünmez yüzü ve insan zihninin o karanlık, keşfedilmemiş labirentleri.
Kitap, Alicia Berenson’un dramatik kaderiyle açılıyor. Yetenekli ve ünlü bir ressam olan Alicia, görünürde mükemmel bir hayat sürüyor: sevgi dolu bir koca, başarılı bir kariyer, sanat dünyasında saygın bir yer... Ama bir gece bu kusursuz tablo paramparça oluyor. Alicia........
© Günışığı Gazetesi
