menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

KURULUM

15 1
yesterday

Bir film düşünün: Hugh Grant, sevimli, kekeme aşıkların ve şık Londralı çapkınların kabuğunu kırmış, karşımızda karanlık, manyetik, tehlikeli bir akademisyen var. Üstelik konu din, mitoloji ve korku. “Kurulum” için mükemmel bir reçete değil mi? Reçete mükemmel ama ilaç, maalesef, etkisiz.

İzleyici olarak ilk darbeyi, filmin “entelektüel” derinlik iddiasında yediğimi itiraf edeyim. Hugh Grant’in canlandırdığı Bay Reed, öyle derin, öyle çarpıcı gerçekler fısıldıyor ki etrafa... Ta ki bu gerçeklerin, internetin karanlık dehlizlerinde 2000’lerin başında dolaşan, “Zeitgeist” belgeselinden hallice argümanlar olduğunu fark edene kadar.

“Akıllı” Görünme Çabasındaki Boşluk Hissi

Bay Reed’in İsa figürünün bir “yineleme” olduğuna dair o büyük ifşası, aslında karakterin değil, senaryonun derinlikten yoksun olduğunu ele veriyor. Burada ilginç olan psikolojik dinamik, karakterin bu basmakalıp argümanları nasıl “orijinal bir keşif”miş gibi sunma çabasıdır. Bu, tipik bir “Dunning-Kruger” etkisi sergiler: Bir konuda yüzeysel bilgi sahibi olan kişinin, o bilgiyi derin ve özgün zannetmesi. Bay Reed, partilerde insanları köşeye sıkıştırarak entelektüel........

© Günışığı Gazetesi