Küçük Eller, Büyük Suçlar” Suçun Yeni Yüzü: Çocuklar
Gençlik çeteleri küresel bir sorun.
Türkiye, bu farklı eğilimlerin bir karışımını yaşıyor gibi görünüyor.
Sosyo-ekonomik sorunlar, kentsel yoğunlaşma, “yeni nesil” çetelerin yükselişi ve organize suçla potansiyel bağlantılar, endişe verici bir tablo çiziyor.
Türkiye’de sokaklarda çocuk tetikçilerin yol açtığı şiddet olayları artıyor.
Türkiye’de son yıllarda çocukların işlediği suçlar, sadece sayıca değil, tür olarak da değişti.
Artık çocuklar yalnızca hırsızlık ya da kavga değil; cinayet, uyuşturucu ticareti, gasp, haraç ve tetikçilik gibi ağır suçlarda da rol alıyor.
Üstelik çoğu, suç dünyasına sosyal medya ve rap müziğin karanlık yüzüyle adım atıyor.
Elinde silah, bıçak veya kılıç bulunan çocuklar iş yerlerini kurşunluyor, cinayet ve yaralama olaylarına karışıyor.
Sosyal medya paylaşımları ve cezasızlık algısı, bu durumun artmasında etkili.
Özellikle İstanbul gibi büyük şehirlerde, “yeni nesil çeteler” olarak adlandırılan farklı bir yapı belirginleşiyor.
Geçenlerde bir sokak reportajında bir çocuğun söylediği cümle olayın vahametini ortaya koymaktadır.“Abi, herkesin bir mahallesi var. Bizimkinde racon böyle kesiliyor.”
Bu cümle, İstanbul’un kenar mahallelerinden birinde, 16 yaşındaki bir gencin ağzından çıkıyor. Elinde bıçak, kolunda dövme, göğsünde ise “sadakat” yazısı... O artık “çetenin bir parçası.”
İstanbul’un arka sokaklarında, “Daltonlar”, “Redkitler”, “Anucurlar” gibi isimlerle anılan yeni nesil çeteler türedi.
Geleneksel mafya yapılarından farklılar: ne “ağabey” figürü var ne de bir “dava anlayışı.”
Bunlar Z kuşağının çeteleri — sosyal medya ile doğmuş, telefon ekranlarında büyümüş, “drill” ve “gangsta rap” kültürüyle kendini tanımlayan gençler.
Bu çeteler, sokaklarda “güç gösterisi” yaparken bir yandan TikTok ve Instagram üzerinden videolar paylaşıyor, silahların gölgesinde “like” peşinde koşuyor.
“Bu işler artık sokakta değil, telefonda başlıyor,” diyor bir güvenlik yetkilisi. “X ve Meta’da paylaşılan videolar, çocukların gözünde suçun bir güç, şiddetin bir kahramanlık olduğu algısını yaratıyor.”
Daltonlar, Redkitler, Anucurlar gibi isimlerle anılan bu gruplar, genellikle 16-25 yaş arası Z kuşağı gençlerinden oluşuyor.
Geleneksel mafya yapılarından farklı olarak kendi kurallarını (“racon”) oluşturuyor, kontrolsüz ve acımasız şiddet kullanıyorlar.
Uyuşturucu ticareti, gasp, haraç, silah kaçakçılığı, kiralık katillik gibi ağır suçlara karışıyorlar.
Bu çetelerin en dikkat çekici özelliği ise Z kuşağı kültürünü aktif olarak kullanmaları.
Rap müziğin “drill” ve “gangsta rap” alt türleri, popüler dizilerdeki suç figürleri ve özellikle TikTok gibi sosyal medya platformları üzerinden propaganda yapıyor, üye çekiyor ve bir tür “suç estetiği” yaratıyorlar.
X ve Meta gibi yabancı sosyal ağlarda yapılan paylaşımlar ve videolar, çocukların ‘ölüm makinesi’ hâline gelmesinin temelini oluşturuyor.
Sadece sosyal medyada değil ana akım medyada da şiddetin özendirildiğini, bir güç gösterisi olarak kullanıldığını, yaşam tarzını bir cazibe merkezi haline getirmek suretiyle suçun meşrulaştırıldığını, normalleştirildiğini, diziler, filmler, müzikler vesaire pek çok kültür ürününün çocuğun suçla kurduğu ilişkiyi eleştirel bir biçimde sorgulamaksızın benimsemesine, normalleştirmesine suçlardakiartışın temel nedenlerinden biri.
Çocukların yaşadıkları çevrenin de suçla tanışmada büyük bir etkendir.
"Mahallede akran ilişkileri var.
Çocuğun aidiyet hissinden kaynaklı olarak dahil olma ihtiyacı duyduğu çeteler, girişimler,........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Robert Sarner
Mark Travers Ph.d
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon