menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BİR ŞEHİR HAFIZASI DAHA GÖÇÜP GİTTİ

10 16
19.08.2025

Kendi ifadesiyle kendisinden yaşça büyük adı sanı kentle bilinen şahsiyetlerinin meclislerinde kantarla tartılan sözlerin / kelamın hasını süzerek belleğine yerleştiren bir cemiyet / cemaat adamı olmak. İşte buydu sanki meziyeti…
Ali Haydar ağabeyden söz ediyorum. Onbeş yıl kadar önce Abdullah Demirbaş’ın Sur belediye başkanı olduğu yıllarda benim bir metnimden yola çıkılarak oluşturulan “Kırklar Meclisi” ile yolumuz kesişmişti kendisiyle.
O kadar çok anlatacak şehre ve insanına dair hikâyesi vardı ki! Seri, atak ve dur / durak bilmez eda ile konuşmaya başlayınca, söz nereden başladı da buraya vardı ki diye şaşar kalırdınız.
Bir isim, bir mekân, bir olaydan bir cümle ile söz etmeniz, ardının Ali Haydar ağabeyle devamı için yeterliydi. Bir şehir hafızasıydı. Böyle bir hafızanın sadece konuşup küçük video kayıtlarla sınırlı kalmasına asla rıza gösteremezdim.
İşte bu sebeple; Surlu şehrin 2015-16’da sorgusuz-sualsiz taammüden kent kırımına uğratılmasından sonra ikna ettim kendisini. Yirmi civarında ilgili öğrenci ve öğretmenleriyle yine Suriçi’nin kadim bir mekânının başodasında toplandık. Ben sordum o konuşup anlattı. Gençler sordu o konuştu. Yaklaşık üç saat nasıl geçti kimseler anlayamadı. Sonra o muhabbet eksenli olarak defalarca eksik kalanları da sordum, söyledi.
İşte “Tozu Kalsın” kitabımdaki süzülmüş sözler onun sözleridir. İyi ki kitaba girsin diye konuşturmuşum Ali Haydar ağabeyi. Yoksa belleklerde tatlı bir anı olarak kalacaktı.
Ölümünden, bir gün sonra haberim oldu. Yasına gittim. Taziye mekanında hocadan ve cemaatten izin alıp bir kaç dakika onu anlatıp dedim ki; Hafıza meselesi önemlidir. Hele........

© Güneydoğu Ekspres