TÜRKİYELİLİK
O yüzden, ‘mutluluğu’ etnik, dini ve ideolojik kimliğimde değil, vicdan ve adalet söylemlerine ne kadar çok bağlı olmakla buluyorum. Bulmaya çalışıyorum belki de.
Ama işte Ortadoğu coğrafyasında yaşayanlar olarak, kader ve coğrafya ikilemi içinde debelenip duruyoruz.
Bir sürü ‘AMA’ ve sonrasında mutlaka gelen ‘KEŞKE’ söylemleri ile zehir ediyoruz birkaç yıllık ömrümüz.
Sosyal medyada denk gelmişsinizdir, bazen bir cafe bile iki ülkenin sınırı olabiliyor. Ya da bir otobanın iki yakası farklı ülkelere ait topraklar oluyor. Kimsenin çıtı bile çıkmıyor.
Ortada ne çakıl taşı edebiyatı ne de linç kültürü oluyor.
Türkiye’de toplumunda her şey güllük gülistanlık gibiymiş de Kürtler hep sorun ve dert yatarmışlar gibi bir düşünce var.
Kürdün adını duyduğunda cinnet getirecek kadar hastaların varlığından da haberdarız.
Fenerbahçe’ye sponsor olan Chobani yoğurt firması sahibi Hamdi Ulukaya’nın konuşmasında geçen ‘Türkiyeliler’ söylemi, ismi konmamış bir savaş başlattı adeta.
‘Ülke bölünüyor’ ile başlayan cümleleri ‘koca koca bilim ve siyaset’ insanları yazdı ve söyledi.
Oysa bilim, böyle bağnaz ve ırkçı yaklaşımları kabul etmez.
Son yıllarda siyasal, kültürel ve toplumsal tartışmaların odak noktalarından biri haline gelen “Türkiyelilik” kavramı, sadece bir kelime ya da etiket değil, kimlik, aidiyet ve vatandaşlık anlayışımızı........
© Güneydoğu Ekspres
