DİYARBAKIR SUSUYOR, KADINLAR ÖLÜYOR
Bir kenti, en çok da neye sustuğu, neye ses çıkardığı belirler.
Hangi acıya göz yumduğu, hangi adaletsizliğe sırt çevirdiği…
Çünkü bazen en ağır suç, hiçbir şey yapmamaktır.
Ve en kalabalık suç ortaklığı, sessizliktir.
Bu hafta Diyarbakır’da iki genç kadın katledildi.
Helin ve İlayda.
İkisi de hayatlarının en başındaydı.
İkisi de hayattayken değil, öldürüldükten sonra isimleriyle tanındı bu şehirde.
Birer ölüm haberi oldular önce.
Ardından birkaç sosyal medya paylaşımı, birkaç öfkeli yorum.
Sonra gündem değişti.
Yeni bir sıcak gelişme, yeni bir tartışma, yeni bir unutuş.
Oysa unutulmaları da öldürülmeleri kadar sistematik.
Çünkü bu memlekette kadınlar sadece öldürülmüyor; unutularak ikinci kez yok sayılıyor.
Ve en acısı da şu:
Artık kadın cinayetleri, toplumun reflekslerini bile harekete geçiremiyor.
Eskiden bir kadın öldürüldüğünde içimiz sızlardı.
Sokaklar dolar, gazeteler manşet atardı.
Şimdi ise “yine mi?” deyip başımızı........
© Güneydoğu Ekspres
