Diyarbakır sanayicisinin sessiz çığlığı
Yorgun, bitkin ve kaygılı:
“İşler çok kötü. Sipariş var ama malı teslim etmeden ödeme yok. Üretim, nakliyat, enerji masrafları derken nakit para yetişmiyor. Öyle bir hale geldik ki dışarıda misafiri ağırlamaya çekiniyoruz.”
Bu sözler aslında Diyarbakırlı sanayicinin, iş insanının sessiz çığlığı.
Kentte üretim yapan, istihdam yaratan, yatırım için yıllarını veren sermaye sahiplerinin adeta bir feryadı.
Türkiye’de son yıllarda uygulanan faiz politikası, ekonomik istikrarsızlıkla birleşince piyasaların dengesi tamamen altüst oldu. Merkez Bankası’nın kararları, bir yandan kredi musluklarını daraltırken öte yandan yüksek faiz yükü işletmeleri kıskaca aldı.
İş dünyası, üretmek yerine artık bankalara çalışır hale geldi.
Bankalar sıcak paraya sıkışmış durumda. Parası olan bankaya yatırıyor, krediyi alan ise aldığı paranın neredeyse dörtte üçünü faize ödüyor.
Kar marjı yok, büyüme yok, nefes alma şansı yok.
Bir Diyarbakırlı sanayici şöyle anlatıyor:
“Eskiden banka kredisiyle üretim yapar, kazancımızla borcumuzu kapatırdık. Şimdi üretimden kazandığımız yetmiyor, bankaya ödediğimiz faiz ciromuzu bile aşıyor.”
Sorunun bir başka boyutu ise Kürt illerindeki sanayicilere uygulanan farklı bankacılık........
© Güneydoğu Ekspres
