Diyarbakır’ın kaldırımında çocukların çığlığı
Henüz 12 yaşında bir çocuk…
Çıplak ayaklarıyla, elinde çakmak gazı tüpleri ve pet şişe, baygın halde kaldırımda yatıyor.
Yanında etrafa saçılmış ilaç kutuları…
İnsanların gelip geçtiği bir kaldırımda, şehrin göbeğinde, medeniyetin ortasında…
Bir çocuğun hayattan koparılmış bedeniyle karşı karşıya kaldık.
Adı Ferit. Daha çocuk yaşında bir mülteci.
Kendisine uzanan ellerden ürken, korkuyla kaçmaya çalışan ama gidecek hiçbir yeri olmayan bir evlat.
Gazetemiz editörlerinden Mehmet Türk abimin objektifine yansıyan Ferit’in hikâyesi sadece bir çocuğun dramı değil; Diyarbakır’ın, hatta Türkiye’nin sessiz çığlığıdır.
Çünkü bu yalnızca Ferit’in meselesi değil, her gün biraz daha büyüyen bir toplumsal felaketin, uyuşturucu ve madde bağımlılığının karanlık yüzüdür.
Madde bağımlılığı Diyarbakır’da artık gizlenemez, halının altına süpürülemez hale gelmiştir.
Bugün sokakta gördüğümüz o baygın çocuk, aslında geleceğimizin simgesidir.
Bizim yarınlarımız, bizim umutlarımız, bizim çocuklarımızdır onlar.
Herkesin gözü önünde eriyip giden bir kuşağa seyirci kalıyoruz.
Okullarında, mahallelerinde, park köşelerinde bu zehir onları sessizce öldürüyor.
Ferit’in çıplak ayakları aslında bize çok şey söylüyor: “Ben sahipsizim, korunaksızım, yalnızım.”
O pet şişenin........
© Güneydoğu Ekspres
