Sustum, Susmadılar… Neden mi Yazıyoruz?
Bazen katıldığım televizyon programlarında, bazen söyleşilerde, sık sık ders ve eğitim verdiğim kurumlarda “yıllardır dur durak bilmeden neden yazdığım!” sorulunca verdiğim yanıtların özetini biraz da gündemden uzaklaşmak için hoşgörünüze sığınarak sizlerle paylaşmak istedim bugün…
Çeşitli yerlerde önümüze çıkan bildik tanıdık sorulara, ya da akıllara takılanlara, “her şey nasıl başladı, ya da edebiyat ve yazma sevdanızın taşlarını kim döşedi, hayallerinizi pratiğe nasıl döktünüz?” gibi merak edilenlere verdiğim yanıt belleğimde tazeliğini hep korur. Genelde bu tür sorulara cevabım şudur; “Lisedeki edebiyat öğretmenim İbrahim Atlıhan “yazmalısın!” dediği gün yazın merakım başladı!
Deneye yanıla, ağlaya güle, hatalardan ders çıkararak ama yılmayarak, gözlük derecelerimin ilerlemesini göze alarak, gece gündüz çalışarak öğrenmeye zaman ve bütçe ayırarak, sorumluluk duygusunu önceleyerek yola çıktığımda bu kararı vermiştim. Tüm duyguları, deneyimleri paylaşarak, üreten, düşünen, ustaların izinden gitmeye çalıştığım an bu yolu seçmiştim! İlkelerin kendi başına varlığını sürdüremeyeceğini, onları kalıcı duruma getirmenin yolunun çaba ve özveriden geçtiğini, fırtınalı günlerdeki dayanışmanın, duygusal bağların önemini anladığım zaman edebiyat yolculuğumu zaten başlatmıştım…
Evet, haklı bir soruydu sorulan! Yıllardır gece gündüz, sabah akşam, sonbahar ilkbahar, yaz kış, keder sevinç demeden neden yazar insan? Bu yolculuk daha doğrusu yazın yolculuğu nasıl ve ne zaman başladı sorusu için özetleyerek şunları söyleyebilirim; Lise yıllarımda öğretmenlerimin yüreklendirmesiyle başlayan, üniversitede hocalarımın ve arkadaşlarımın dürtüsüyle yola girmeye çalışan, sevinince, kızınca, övülünce, yerilince, içim acıdığında, ayaklarımı yerden kesen övgüler ve ödüller aldığımda yazıp durduğum bir yolculuk bu. Ya da öğrenmek, paylaşmak, anlamak, kavramak, sormak, sorgulamak, soruları çoğaltmak, tanıklık etmek, unutmak, unutmamak, kimseler unutmasın diye, kayda geçsin diye yazılan bir yolculuk…
Bazen karşı çıkmak, itiraz etmek, hayır demek, sığınmak, sarılmak, anlamak, anlaşılmak için yazılır. Bazen de dokunabilmek, gülümsetebilmek, yalnız değilsiniz demek,........
© Gerçek Gündem
