menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Satır Aralarına Bakma Zamanı: Neden mi Yazıyoruz?

9 4
13.02.2025

Bazen edebiyat bir sığınak olur, yazarak, yazacakları hayal ederek mutlu olunur, bazen çıkışsız kapılarda yok oluşları güvenilen bir el açar, ya da birilerinin tozu tortusu bile o sorunu çözmeye yardım eder. Bazen de güvensiz, çalkantılı, huzursuz bir iklimde silkinip dururken iç dünya kararır, soru işaretleri, kaçışlar, yok saymalar, debelenmeler artar, geçmişe yönelik sorgulamalar, verilen ya da verilemeyen sınavlar, yanıt alınamayan sorular, huzursuzluğun ve tutarsızlığın başrolde olduğu ortamlar artar. İşte o anlar “yazmalısın!” dedirten zamanlardır ve yazın yolculuğu sesli sedalı olmasa da içten içe başlamıştır…

Yine bu yolculukta askıya asılacak, çekmecelere koyulacak, çöpe atılacak olanlar vardır ama yolculuk başlamışsa, dönüşü de yoktur. Varsa eğer bir başarı o başarının arkasında ödenen nice bedeller, travmalar, vazgeçilenler, kaybedilenler, ertelenenler, uzaktan el sallamalar, bazı şeylerden vaz geçmelerin yarattığı keşkeler vardır kuşkusuz…

Nedir onlar?

Doğru bildiğini söyleyip yalnız kalmak gibi, susup kalabalıklar arasında rahat dolaşmak, “gelen ağam giden paşamdan” yana tavır almak gibi. Ya da ülkeyi ve ulusaldan evrensele uzanan değerleri sevmenin yeterli olmadığını, gerekli olduğunu unutmamak, değerin üzerine değer katmanın yetmeyeceğini, katma değer katmak gerektiğini iyi bilmek gibi. Evrensel olmayanın milli olamayacağını, okumadan, araştırmadan, bilimsel merak olmadan çağa uyulamayacağını, yaşlılara, çevreye, hayvanlara karşı duyarlı olmadan mutlu olunamayacağını iyi bellemek gibi. Güçlü noktaları öne çıkarmadan, zayıflıkların üstüne gitmeden, fırsatları değerlendirmeden, görmezden gelmeleri önemsemeden, özgünlük ve yetkinliğe göre hedef koymadan bu yolun yürünemeyeceğini öğrenmek........

© Gerçek Gündem