Hak Edilmeyen Sanlar ve Sıfatlarla Ancak Bu Kadar…
Her ne kadar “ölüm bazı mesleklerin fıtratında var” denilse de; yangına giderken maskeleri, oksijen tüpleri, ısıya dayanıklı giysileri, eldivenleri, gözlükleri, ilk yardım çantaları bile olmayan, 37 bin TL maaş alıp, 25 bin TL kira ödeyen orman görevlilerin ölümlerinden kim sorumlu? Yönetenlerle yönetilenler arasındaki tüm makasların ne kadar çok açıldığını görünce yanıt çok net ve açık değil mi?
Yurttaşlar ağlayarak ellerindeki damacanalarla, su kaplarıyla yangını söndürmeye çalışırken, çevredeki köylüler traktörleriyle su ve sağlık malzemesi taşırken, herkes küçük, büyük hayvanları kurtarmak için çabalarken, yangınlar artmasına rağmen söndürme uçakları aynı kalırken, biri sönmeden diğeri başlayan yangınlar bir karabasan gibi, kabus gibi hayatları tehdit ederken! Makas daha mı çok açılıyor ne?
Önce sorular! İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya gibi 5 zengin ilimizde 3.5 milyon kişi sosyal yardımlarla ayakta duruyorsa! Üreticilerin, emekçilerin, hala çalışmak zorunda olan 2 milyon emeklinin, eğitimli işsiz gençlerin, atanamayan öğretmenlerin, yakınlarını karanlık cinayetlerde yitiren ailelerin, yani mutsuz, umutsuz, kaygılı pek çok kesimin son zamanlarda meydanlardan taşan, alanlara ve sığmayan buluşmalarının adı “size yetmese de biz yetti artık!” demek mi olur?
Taşınan pankartlarda yazılanların adı; haksızlıklara, hukuksuzluklara, adalet arayışına, işsizlik, açlık, atanamama, kadın cinayetleri, yakılan ormanlar, kararan yeşil vb. gibi konu ve sorunlara karşı bir başkaldırı mı olur? “Susun, konuşmayın, bizim yollarımız da yürümeyin!” diyenlere karşı topluca bir ses yükseltme mi olur? Ülkeyi kendi istediği gibi yönetmek isteyenlere karşı, her yaptığına boyun eğecek bir toplum oluşturmayı hedefleyenlere karşı bilinçli bir dayanışma mı olur? Yaptığı her şeyi sorgusuz, tartışmasız........
© Gerçek Gündem
