Bilmekle Görmek Aynı Olur mu?
Geçenlerde derste; “İşte size bir yazı konusu hem de güncel ve yakıcı!” diyerek şu soruyu sordum? “Sert, net, kesin, keskin, temkin, tedbir, talep, takip, ihtiyaç, endişe vb sözcük ya da kavramlar sizin için ne ifade ediyor? Herhangi birini seçerek, ayrıca “değer miydi?” diye sorgulayarak, ya da “İhtiyaç vardı, gerek vardı, anlaşılmam için bu adımı atmam şarttı” diye ekleyerek, bu arada genel pencereden bakmayı ihmal etmeden, kusurluları ve sorumluları da asla atlamayarak kısa bir makale yazınız?”
Hani derler ya! “Bir söyle bin ah işit.” Tam da bu deyimin hakkını verircesine neler yazdılar, meğer gençlerin içi ne kadar doluymuş. Meğer dillerinde anlatacak, paylaşacak ne çok sorun ve içlerinde biriken ne çok soru işaretleri varmış. Meğer yönetim katında bazı kavramlar yitip gideli ne çok olmuş. Yine özellikle de tedbirli olmak, temkinli davranmak, ihtiyatı elden bırakmamak, belli bir çizgi, hat, sınır oluşturmak gibi kavramlar kaybolalı ne kadar uzun bir süre olmuş. Hele de “Benim kalıplarım, köşelerim, sınırlarım ve olmazsa olmaz kırmızı bir çizgim var!” diyenlerin sayısı ne kadar azalmış…
Meğer korunup kollananların, rol kapmak isteyenlerin, evet efendimcilerin, ilke- kural tanımayanların, işe gösterilmesi gereken profesyonel sadakat ve disipline uymayanların oranı ne kadar artmış. Ayrıca gençlerde,........





















Toi Staff
Sabine Sterk
Gideon Levy
Penny S. Tee
Mark Travers Ph.d
Gilles Touboul
John Nosta
Daniel Orenstein