Ülke gerçekliğini kabul etmek
İsrail, İran'ın nükleer kapasitesini ortadan kaldırmak için 13 Haziran 2025 tarihinde başlayan İran topraklarına yönelik çok sayıda noktaya ani hava saldırıları düzenledi. Gazze’ye ve Lübnan’ın güneyine yaptığı hava saldırıları için milyonlarca dolar harcayan İsrail’in İran'a saldırısının ve İran’ın da bu saldırıya verdiği yanıtın bedeli elbette ki bu iki ülke ile sınırlı olmayacak. Nitekim saldırı gününden beri geçen 13 günlük sürede gerek jeo-politik stratejistlerin gerekse de biz ekonomistlerin gözü kulağı İran-İsrail hattındaki gelişmelerde.
Geçen süre içerisinde bu çatışmanın barışçıl bir sürece mi evrileceği yoksa çatışmanın boyut değiştirerek savaşa mı dönüşeceği yönündeki argümanlar gündemi meşgul ederken İsrail’in çaresizliğinin bu çatışmaya ABD’yi dahil etmesi diplomasiyi yok ederek 3. Dünya Savaşının yolu mu açıldı görüşünü de etkin kılıyor İran’ın Katar’daki ABD üssüne altı füze fırlatması üzerine yeni misillemeleri beraberinde getirecek beklentisi yaşanırken bir anda Trump İsrail ve İran’ın ateşkeste anlaştığı yönünde bir açıklamada bulundu. Ancak iki ülke ateşkes kararını kabul etmesine rağmen birbirlerine saldırmaya devam ediyor ve bir ateşkes kaosunun yaşanıyor olması öngörülemezliği artırıyor.
İşte Orta Doğu’daki gerilimin seviyesinin artması ve çapının büyüyerek adeta ateş topuna dönüşebilme ihtimali dünyayı bir sis bulutu içerisine sürüklerken bu ateş topu bizim kalemize düşmese dahi gelişecek bir savaş iklimi ve jeo-politik riskler ekonomik sorunların daha da büyümesinde etkili olacak. Uzun vadede domino........
© Gazete Pencere
