Fantastik bir ‘kadın’ portresi: Akihiro Miwa
Başlık yanıltıcı olabilir. Aslında Akihiro Miwa bir kadın değil. Ama sonrasında öyle bir kadına dönüştü ki, çoğumuzdan daha ince, daha dişi ve daha vamp. Japonya’nın kült figürlerinden biri olan şarkıcı, oyuncu, yönetmen, bestekar, yazar, sanatçı Akihiro Miwa erkek egemen Japonya toplumunda pek çok putu kırarak kendi toplumunda kabul gördü, cinsel seçiminden dolayı kendi olabilme cesaretini göstererek LGBT bireylerin dünyasında bir ikona dönüştü. Ve evet, Akihiro Miwa, hayatında pek çok zorluk yaşadı ama bunlar onu yıldırmadı, tam tersine yüzüne bir kapı kapanınca, kendine yeni patikalar çizerek zirveye tırmandı.
Bu yıl 15 Mayıs’ta 90 yaşına basan Akihiro Maruyama (Sahne soyadı olan Miwa’yı sonradan, 1971 yılında arkadaşı Mishima’nın cenazesinden sonra aldı) Nagasaki’deki eğlence ve gece hayatının merkezinde dünyaya geldi. Nagasaki’deki bu renkli muhitte cafe, hamam ve restoran işleten ailesi sayesinde daha küçük yaşta tiyatro ve müzikallerle tanıştı ve sahne sanatlarına aşık oldu.
1945’te 10 yaşındayken yaşadığı şehrin üzerine atom bombası atıldı- ve bu katliamı yaşayan pek çok insan gibi Miwa’nın hayatı da temellerinden değişti. Bundan sonraki hayatında savaş karşıtı, pasifist bir insan olarak çok aktif bir rol oynadı.
1952 yılında 17 yaşına geldiğinde sanat hayatının merkezi olan Tokyo’ya taşınıp oradaki meşhur Ginza bölgesinde kabare şarkıcısı olarak işe başladı. Ama asıl hayali opera sanatçısı olmaktı. Edith Piaf ve Marie Dubas gibi şarkıcıların şansonlarını mükemmel bir şekilde dillendirerek üne kavuştu. Bu esnadaki görüntüsü, Bülent Ersoy’un veya Zeki Müren’in gençlik yıllarındaki androjen erkek halini andırıyordu. “1957 yılında yayımladığı “Me Que Me Que” adlı şarkısıyla genel kitlelere yayıldı.
ŞARKISI, İŞÇİ MARŞINA DÖNÜŞTÜ
Miwa, sadece insanları eğlendiren şovlarla nam salmadı. 1964 yılında “Yoitomake no Uta” adlı........
© Gazete Pencere
