Beşiktaş 3 puanı nasıl kaçırdı?
İki teknik adam da son kazandıkları maçların 11’ni bozmamıştı. Maç öncesi hem Sergen Yalçın hem Okan Buruk son derece temkinli konuşuyordu. Ortak cümle ise “Rakibin bize karşı nasıl oynayacağına bakacağız. Biz onları iyi analiz ettik” gibi beylik cümleydi.
Maçın Beşiktaş için anlamı daha büyüktü. Deplasmandaydı ama şampiyonluk yarışında kalması için en azından yenilmemesi gerekiyordu. Bu Beşiktaş’ın üzerinde büyük baskı idi. Galatasaray ise yenilmeme serisini bozmak istemiyordu ama bu onlar için daha büyük bir baskı değildi, üstelik Liverpool galibiyeti moral üstünlüktü. Ayrıca kadrosunu kurmuş, onlara alışmış Okan Buruk var bir tarafta, diğer tarafta ise kuruluşunda olmamış, olanları motive etmeye, inandırmaya çalışan Sergen Yalçın.
Maç, Galatasaray’ın hakem oyunlarıyla başladı. Daha ilk 5 dakika dolmadan her pozisyona itiraz başladı. Beşiktaş, topu rakibe bırakmış görünüyordu oynadığı sistemde. Bu tablo yakın oynamayı gerektirse de ileri çıkmada alanı hayli uzatıyordu. Maçın ilk güzel görüntüsü Beşiktaş’ın kullandığı kornerde Emirhan’ın kafa vuruşunu Uğurcan’ın kurtarışıydı.
Bu ilk pozisyondu. Maçın ikinci pozisyonunda ise Beşiktaş golü Abraham’ın ayağından buldu. Dakikalar 12’yi gösteriyordu. İtirazlar bitmedi.
Galatasaray, teknik-taktik kadar hakem ve itiraz da çalışıyor belli ki. Maçın başından itibaren dediğim gibi dudakları, elleri, kolları durmayan........





















Toi Staff
Gideon Levy
Tarik Cyril Amar
Stefano Lusa
Mort Laitner
Sabine Sterk
Robert Sarner
Andrew Silow-Carroll
Constantin Von Hoffmeister
Ellen Ginsberg Simon
Mark Travers Ph.d