menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

HUTBE

14 0
18.09.2025

Osmanlı döneminde Müslümanlara sunulan din hizmetlerini yürüten, aynı zamanda adliye ve eğitim alanlarında da görev üstlenen Şeyhülislamlık makamının yetkileri, Tanzimat sonrasında yalnızca din hizmetleriyle sınırlandırıldı. TBMM’nin kurulmasıyla birlikte bu süreci Şer’iye ve Evkaf Vekâleti üstlendi. Ardından 1924 yılında kurulan Diyanet İşleri Reisliği, genç Cumhuriyet tarafından “İslam dininin itikat ve ibadet alanıyla ilgili işleri yürütmek ve dini kurumları idare etmek” göreviyle yetkilendirildi.

Günümüzde 140 binden fazla çalışanı bulunan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 2025 yılı bütçesi 130 milyar lirayı aşmış durumdadır. Bu bütçenin birçok bakanlığın bütçesinden daha büyük olduğu bilinmektedir. Bunun yanı sıra Diyanet, devlet nezdinde ülkenin en önemli ve itibarlı kurumları arasında yer almaktadır. Kurumun yıllar içinde devlet protokolünde yükselen sırası bunun en önemli göstergesidir. Ayrıca Diyanet, yeni bir toplumsal düzenin inşasında iktidar politikalarına açık destek sunarak siyasi hayatın önemli bir aktörü olmuştur.

Başkanın elinde kılıçla minbere çıkması gibi sembolik hareketlerle de medyada geniş bir yer bulan bu kurumun, son günlerde toplumsal gündemde önemli bir yer edinmesinin en önemli nedeni hutbelerdir. Bu hutbeler “yeni bir toplumsal düzen kurma” faaliyetinin en önemli aracı haline gelmiştir. Bunun yanı sıra başkan Ali Erbaş’ın sekiz yıllık görev süresi dün dolmuş ve Erbaş kamuoyunun zihninde kötü izler bırakarak tarihe geçmiştir.

Bu yazıda, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 2015, 2020 ve 2025 yıllarında yayınlanan hutbelerin içeriğini, dilini, açık ve örtülü mesajlarını ele alan söylem analizinin genel sonuçlarını paylaşmak istiyorum.

Öncelikle hemen belirtmek gerekir ki, bu üç dönemde hutbelerde yer alan kelime ve kavramlar dönemsel olarak farklılık........

© Gazete Pencere