menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

Reel siyasette ulusun gayriresmi konumu

8 1
06.10.2025

Marsist emek değer teorisinde üretim aşamasındaki somut emeğin değere dönüştürülmesi soyutlama yoluyla olanaklıdır. Soyutlama yapılamadığı durumda, Hardt-Negri yanılgısına düşülerek emek değer teorisinin geçerliliğini yitirdiği görüşüne saplanılır. Soyutlama yönteminin zenginliği, somut olayların geri planındaki soyut tetikleyiciler ya da ana etmenleri görünür kılmasından kaynaklanır. Bu yazıda, Trump’ın Cumhurbaşkanını işaret ederek “seçim hilelerini en iyi bu bilir” gibisinden ulusal gururumuzu rencide edici ifadesinin kısa bir analizini yapmak istedim. Bu analizde soyutlama yöntemi yanında, ünlü Amerikalı antropolog Clifford Geertz’in “gerçek yaşamın gayri-resmi mantığı” yaklaşımını kullanacağım. Geertz’in ifadesinde toplumları yöneten ve denetleyen gerçek yaşam tarzı anlatılmaktadır. Gereetz’in bu ifadesini, “reel siyasette ulusumuzun gayri resmi konumu” olarak Türkçeleştirebiliriz. Böyle bir uyarlama yaparak Trump’ın uluslararası etiğe sığmayan ifadesini Geertz’in yaklaşımıyla okursak, soyut olarak aslında bu olumsuz olgunun hedefinde salt bir kişi değil, tüm toplum olduğu anlaşılır. Diğer bir deyişle, Trump’ın ifadesi Cumhurbaşkanı’ndan önce ve ondan da öte seçim kurulları, yargı merci ve tüm halkımızı kavrar. Ancak, Trump’eleştirmeden önce çuvaldızı kendimize batırmamız gerekmektedir.

Şimdi konuyu biraz daha açalım. Bilebildiğim kadarı ile, yargı özerktir, Yüksek Seçim Kurulu özerktir. Seçimlerin tüm aşamaları ile ilgili Yüksek Seçim Kurulu kararları yargı kararlarının önündedir. Pekii, durum bu ise, damgasız yumurtanın dahi satılmadığı bir ülkede damgasız fişlerin geçerli sayılmasında karar sahibi kimdir? Bu konudaki kararı ya kendi yetkisi içinde Yüksek Seçim Kurulu almış olabilir, ya da bir yüce makam Yüksek Seçim Kurulu’na baskı yaraparak bu yönde karar almasını sağlamıştır. Peki, biz kendi aramızda böylesi yakışık almayan hukuksuzlukları oyun zannederek devamlı gündeme taşırken, bu durumdan dünyanın bir ucundaki ABD’nin nasıl haberi olmuştır, acaba? Bunun sorgulanması da tam bir cehalet göstergesidir. Her ülkenin çeşitli kademelerde başkonsoloslukları ve konsoloslukları acaba ne iş yaparlar? Bizim bir lider salt seçmene selam olarak bir yabancı ülke liderini yerdiğinde, hatta bunu seçmenin coşkusunu ziveye taşıyacak derecede çok şiddetli yaptığında bu çirkin davranıştan sadece biz mi haberdar oluyoruz? Tabii ki, değil! Ülkemizdeki yabancı ülke temsilcileri içeride yaşananları rutin raporlarıyla kendi ülkelerine, dolayısıyla tüm dünyaya anında yayarlar. Benin anlayamadığım, siyasilerin de bu konuyu aynen bu basitliğiyle bildiği ya da bilmesi gerektiği halde, hadi ülkenin hukuk ve siyasi rejiminin yıpratılmasını bir tarafa bırakalım da, nasıl olsa uluslararası temaslar vesilesiyle bir gün çeşitli liderlerle karşı........

© Gazete Manifesto