menu_open Columnists
We use cookies to provide some features and experiences in QOSHE

More information  .  Close

BESLİYOR MUSUN RUHUNU?

8 0
07.08.2025

Güzelliği öteliyoruz, iyiliği, hayattan lezzet almayı öteliyoruz. Zevk-i selimi öteliyoruz, Kalb-i selimi, akl-ı selimi, huzuru, ahengi öteliyoruz. Hayatı öteliyoruz, ölüm buluyor hayat, ölüme bulanıyor, ölüme bulaştırıyoruz hayatı, ölümün eline terk ediyoruz... Sahi nereye gidiyoruz. Aşkın bir hayatın bize sunduğu güzellikleri görmezden geliyoruz. Yoruluyoruz, ruhlarımız yara alıyor. Uzaklaşıyoruz; gönlümüzden uzaklaşıyoruz, kalbimizden uzaklaşıyoruz, kendimizden uzaklaşıyoruz. Âleme sığmıyoruz, dünya milyarlarca insanı içine almışken insan bir dünya ile yetinmiyor. Hep daha fazlasını istiyor, istemenin cazibesinden kurtulamıyor. Tüketiyoruz; yaşamı tüketiyoruz, zamanı tüketiyoruz, hali tüketiyoruz, düşünceyi tüketiyoruz, anı tüketiyoruz… Elimizin değdiği her şeyi öldürüyoruz; yokluğa, boşluğa, huzursuzluğa, mutsuzluğa mahkûm ediyoruz… Çünkü ruhunu unuttu insan…

Önce ruhu düşer insanın, ruhu düşünce insanın kendisi düşer, insanlığı düşer, insanlık düşer. Her yok oluş ruhun ölümü ile gerçekleşir. Onun için ruhun dirilişi gerçekleşmelidir. Varlıktan varoluşa ruhun dirilişi ile ulaşıla bilinir. Ve madem insan için yok başka bir yol, ruhun açlığını gidermek zorundadır. Çağın insanı, çağın ağları arasında ruhunu yitirmiştir. Ruhundan habersiz bir şekilde bocalamaktadır. İnsanlığı, düşmüş olduğu cehennemi çıkmazdan kurtaracak yegâne yol “Ruhun Dirilişi” olacaktır.

Yok, sayarak, yoksun kaldığı kalbine dönmelidir insan; terk ederek, ölüme mahkum ettiği ruhunun farkına varmalıdır. Yitirdiği ruhunun peşine düşmelidir. Ruhuna, yüreğine, kendine, kendi içine dönmelidir. Baş döndürücü hızla nereye koştuğunun, nereye varacağının muhasebesini yapmalıdır insan. Kazandıkları ile........

© Gazete İpekyol