BARIŞ SÜRECİNDE ARAPLARIN KİMLİK SORUNU
Bir kez daha Türkiye’nin doğusunda, güneyinde, sınıra yakın topraklarda “barış” konuşuluyor. PKK’nın silah bırakması, Kürt sorununun siyasi yollarla çözümüne dair yeni umutlar, yeniden dirilen demokratik beklentiler... Evet, umut var. Ama bu umudun sahici bir toplumsal karşılık bulması için önce şu soruyu cesurca sormamız gerekiyor: Bu barışı kim inşa edecek? Hangi toplumsal dinamik, hangi bilinçli kitle, bu ağır yükün altına omuz verecek?
Dönüp Harran’a ve Akçakale’ye bakalım… Arap nüfusun yoğun yaşadığı bu kadim coğrafya, bugün kimliksizleşmenin, kültürel çözülmenin ve siyasal edilgenliğin trajik bir örneği hâline gelmiş durumda. Ne Türk kimliğine içten bir aidiyet hissi var ne de Arap kültürüne derin bir sahipleniş. Ortada sıkışıp kalmış, sadece günü kurtaran, tüketen ama üretmeyen bir kitle var.
Arap gençliği bugün ne siyasal meselelerde söz sahibi olmak istiyor ne de kültürel hafızasını diriltmek için bir çaba gösteriyor. Suriye’deki akrabalarının dramına kayıtsızlar. Türkiye’deki demokratikleşme tartışmalarına ise........
© Gazete İpekyol
