URFA’DA KURALSIZLIK ÜZERİNE…
Şanlıurfa, kadim tarihi, ve kültürel zenginliğiyle her daim adından söz ettirmiş bir şehirdir. Ancak kabul edelim, son yıllarda büyüye şehir, aşırılsşan kalabalık nüfus ile bazı durumlar oluştu ki insanın içini burkuyor. Şehrin üzerine çökmüş, adeta her hücresine işlemiş bir "sedanter yaşam" anlayışı var ki, ne yazık ki ne kuralla ne ricayla değiştirilemiyor. Bunun adı tembellik mi, kolaycılık mı, umursamazlık mı? Belki de hepsi.
Gelin, en basit örnekten başlayalım. Fırın önleri...
Urfa’da ekmeği,n yoğun alındığı sabah veya akşam saatlerinde bir fırının önünden geçin, neredeyse her gün aynı manzaraya denk gelirsiniz: Üçerli beşerli park etmiş araçlar. 20 metre ileride koca bir boşluk var ama kimse oraya gitmiyor. Neden? Çünkü iki adım fazla atmak zor geliyor. İmkân olsa, aracı fırının içine park edecekler, sıraya arabanın içinden girecekler.
Bazı taziye evleri de farklı değil. Koca koca park alanları bomboş dururken bazı vatandaşlarımız taziye evinin tam kapısına aracı dayıyor. “Ağabey, 10 metre ileride kocaman yer var,” desen, ya duymazdan geliyor ya da homurdanarak “Ne olacak sanki, iki dakikalık iş” deyip geçiyor. O "iki dakika" lafı, aslında bu şehrin sabır eşiğini özetliyor.
Bazen de bu atalet, tembellik, vurdumduymazlık gibi kötü durumlara kabalık, insan dışı davranışlar gibi durumlar eklenince hayat........
© Gazete İpekyol
