ÜZÜM SALKIMI
Hayat düzeni olan İslam’da, yasaklanan ve Ahirette azabı sonuç veren hususlar “haram”, serbest bırakılanlar ise “helal” kavramıyla ifade edilmiştir. Haramlar az ve sınırlı olduğu için, nelerin haram olduğu belirtilmiş, bunun dışında kalanların helal olduğu bildirilmiştir. Özgürlük alanını oluşturan helaller sayılamayacak ölçüde olduğundan tek tek belirtilmemiştir. “Şunlar haram, bunun dışındakiler helaldir” şeklinde hayata sunulmuştur. Bu nedenle, “Eşyada asıl, mübahlıktır.” İfadesi bir şer’î bir kural olarak bildirilmiştir.
Haramlardan kaçınmak farzdır, farzları yerine getirmemek de haramdır. Kaçınılması istenen hususların başında, ‘başkasına ait olan hiç bir şeye dokunmamak’ gelir. Peygamber (ASV) bu haramı, "Müslümanın müslümana malı, ırzı ve kanı haramdır” hadisiyle veciz bir şekilde ifade buyurmuştur. (Ebu Davud, Edeb, 35, Hadis no: 4882) Bu yasağı çiğneyenlere ahiretteki cehennem cezasından başka, dünyada da çeşitli cezalar takdir edilmiştir.
Samimi Müslümanlar bu haramlardan titizlikle kaçınmışlardır, bu konuda çocuklarına ve gelecek nesillere tavır ve davranışlarıyla örnek olmuşlardır. Haramlardan kaçınmadaki titizlik bir kültür halinde nesilden nesile devam etmiştir. Biz de daha tahsil çağı öncesinde, henüz kitapla tanışmadan ve hocalarımızın tedrisatına katılmadan önce aile içinde babamızdan, dedemizden bu kültürü aldık; başkasının eşyasına dokunmamak gerektiğini büyüklerimizin örnek yaşantısında gördük, çocukluğumuzda öğrendik. Allah’a hamd olsun! Başkasına ait eşyaya dokunmamada hassas olmayanların çocuklarının da hassas olmadığını gözlemledik.
O........
© Gazete İpekyol
